YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13034
KARAR NO : 2014/14258
KARAR TARİHİ : 19.06.2014
MAHKEMESİ : Orhangazi 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2013
NUMARASI : 2010/93-2013/236
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili ile davalı Ç.. K.. tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 1.4.1998-30.11.2009 tarihleri arasında Ç. Köyü tüzel kişiliği nezdinde köy bekçisi olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.5.1999-30.11.2009 tarihleri arasında davacının köy bekçisi sıfatı ile çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda; davacının davalı Köy Tüzel kişiliğinde geçtiğini ileri sürdüğü hiçbir çalışması SGK’na bildirilmemiştir. Tespite konu dönemde 1.7.1998-31.10.1998 tarihleri arasında davadışı 65521 sicil nolu işyerinde sigortalı çalışmasının bulunduğu, Zabıta araştırmasında davacının 2005-2009 yılları arasında Ç. Köyü Tüzel kişiliği nezdinde köy işlerinde yevmiye usulü aralıksız çalıştığının tespit edildiği, davacı tanıklarının, davacının 1999-2009 yılları arası köy koruculuğu yaptığını beyan etmelerine karşın davalı tanıklarının, davacının çalışma sürelerine ilişkin olarak net beyanda bulunmadıkları, dosya kapsamında korucu ve bekçi silahı taşıyanların kaydına mahsus deftere ilişkin bir kaydın bulunmadığı,30.5.2005 ve 12.6.2009 tarihli köy karar defteri suretlerinde davacının sebze sularının dağıtımını yapmak,içme suları hatlarının temizliğini yapmak üzere aylık ücretle görevlendirldiği,Orhangazi Kaymakamlığının yazısına göre davalı Köy Tüzel kişiliğinde 27.3.1994-18.4.1999 tarihleri arası M.. İ..’in, 18.4.1999-27.4.2010 tarihleri arasında N.. K..’ın muhtarlık görevlerini ifa ettikleri ancak N.. K..’nın 27.4.2010 tarihinde vefat ettiği,Kaymakamlıklarına köy koruculuğu için resmi bir müracaatta bulunulmadığı, bu nedenle köy korucusu kaydına rastlanmadığının bildirildiği, yargılamada tanık olarak dinlenen eski muhtar M.. İ..’in, davacının muhtarlık yaptığı dönemde çalışmadığını, kendisinden sonra görev alan N.. K.. döneminde çalıştığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, ihtilafa konu dönemde Köy Tüzel kişiliğinde görev almış olan azaları Orhangazi Kaymakamlığı aracılığı ile tespit edip gerekirse tanık olarak beyanlarını almak ,köy karar defterlerinin tamamını Köy Tüzel kişiliğinden celbederek, davacıya ilişkin kayıtlar varsa bu kayıtlarda imzası bulunan kişileri dinlemek,davacıya silah teslim mazbatası verilip verilmediğini araştırmak, gerektiğinde Köy Tüzelkişiliği’nde tespite konu dönemde görev yapmış Okul müdürü, öğretmen ve köy imamı gibi kamu görevlilerinin beyanlarına başvurmak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek ve davacının işe giriş ve çıkış sürelerini ve çalışmanın aralıksız olup olmadığını net belirlemek, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10 maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra, davalı Köy Tüzel kişiliğinden davacı adına sigortalı hizmet bildirimi bulunmadığından hak düşürücü süre dikkate alınarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum’un ve davalı Köy Tüzel kişiliğinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Ç.. K..’ne iadesine, 19/6/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.