Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/12977 E. 2014/6346 K. 31.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12977
KARAR NO : 2014/6346
KARAR TARİHİ : 31.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/06/2013
NUMARASI : 2010/811-2013/435

Davacı, aylıklarını kesme işlemi ve aldığı aylıklarını faiziyle geri alınma işleminin iptaline, biriken aylıkların faiziyle tahsiline, aylık kesme işleminden sonra yapmış olduğu tedavi giderlerinin faiziyle ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden ve yersiz ödemelerin(aylık ve tedavi giderleri) faizi ile iadesine ilişkin kurum işleminin iptali ile aylıkların kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması, ödenmeyen aylıkların ve tedavi giderlerinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi, istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 19/06/1993 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden boşandığı, 21/01/1994 tarihinde yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya 18/01/1994 tarihinde ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davalı Kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 18/05/2010 tarihli kontrol memuru raporuna göre; davacının kayıtlı bulunduğu K… Mah. muhtarı H.. Ö.. ile yapılan görüşmede; davacı ve eski eşinin boşanmalarına rağmen K…Mah. S… B… Sk. No:…./…. M../Nevşehir adresinde birlikte yaşadıklarını, boşanma sonrası hayat tarzlarında değişiklik olmadığını bildirmiş, çevre soruşturmasında da belirtilen adreste davacının, eski eşi ile birlikte yaşadığı bilgisine ulaşılmıştır. Mahkemesince yaptırılan 07/10/2010 tarihli kolluk araştırmasında da davacı ve boşandığı eşinin belirtilen adreste birlikte yaşadıkları mahalle muhtarının beyanı ve çevre soruşturması ile tespit edilmiş, abonelik kayıtlarına göre davacının boşandığı eşinin davacıya ait yerleşim yerinde elektrik aboneliği bulunduğu anlaşılmış, davacının kontrol memuru araştırmasından sonra 06/07/2010 tarihinde yerleşim yerini Sümer mahallesine naklettiği belirlenmiş, mahkeme huzurunda beyanına başvurulan davacı tanıkları ise davacı ve eski eşinin boşanma sonrası fiilen birlikte yaşamadıklarını bildirmişlerdir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporunda beyanına başvurulan ve davacı-eski eş ile arasında husumet iddiası da bulunmayan mahalle muhtarının fiili birlikte yaşamın varlığına ilişkin beyanları ve bu beyanları destekleyen çevre soruşturması ile mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmasının bulunması, davacı ve eski eşi 1993 yılında boşanmalarına rağmen, davacının yaşadığı yerleşim yerinde eski eş adına elektrik aboneliğinin olması hususları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.