YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12926
KARAR NO : 2014/13392
KARAR TARİHİ : 11.06.2014
MAHKEMESİ : Bakırköy 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/05/2013
NUMARASI : 2010/281-2013/320
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/03/2005-24/05/2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının murisinin davalı işyerinde 1.3.2005-24.5.2006 tarihleri arasında geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının murisi olan eşi M. G.’ün davalı U.. A.. yanında 1.4.2005-24.5.2006 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden;davacının murisi olan eşi M. G.ün 1949 doğumlu olup 26.6.2006 tarihinde vefat ettiği,Mustafa Güngör adına davalı işyerinden işe giriş bildirgesi Kurum kayıtlarına intikal ettirilmediği gibi sigortalı hizmet bildiriminde de bulunulmadığı,davalıya ait 689698 sicil nolu işyerinin 1.6.1991-31.5.1994 tarihleri arasıında 506 Sayılı Yasa kapsamında olduğu,tespiti istenen dönemde davalı işyerinden Kuruma intikal ettirilen dönem bordrosu bulunmadığından bordro tanığı dinlenemediği,sigortalı Mustafa Güngör’ün 20.3.1987 tarihinden itibaren davadışı 150337 sicil nolu işyerinde 40 gün sigortalı çalışmasının bulunduğu, tespite konu dönemde herhangi bir işyerinde sigortalı çalışmasının bulunmadığı,dinlenen tanıklarının davacının çalışma sürelerine ilişkin olarak net beyanda bulunmadıkları anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; işveren olduğu iddia edilen U.. A..’ın vergi kaydını ilgili Vergi Dairesinden getirtmek, davalının vergi kaydının bulunmaması halinde davalıya ait işyerinin faal olup olmadığını kolluk ve Belediye marifeti ile araştırmak , vergi dairesi ,meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek ve davacının işe giriş ve çıkış sürelerini net belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10 maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/6/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.