YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12910
KARAR NO : 2014/14945
KARAR TARİHİ : 25.06.2014
MAHKEMESİ : Niğde İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/06/2013
NUMARASI : 2013/8-2013/147
Davacı, haciz ihbarnamesini ödeme emrinin iptaline, haksız tahakkuk ettirilen borç sebebiyle menedilen arac üzerindeki haczin kaldırılmasına, yahut aracın tedbiren teslimine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, haciz ihbarnamesi ve ödeme emrinin iptali ile araç üzerine uygulanan haczin kaldırılmasına ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, haciz bildirisinin tebliğ tarihinin 14/01/2013 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinin iptaline, araçlara konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, dava dışı H.D.in prim borçları nedeniyle 6183 sayılı kanunun 79 uncu maddesi gereğince düzenlenen haciz bildirisinin davacıya gönderildiği, tebligatın 22. 05. 2012 tarihinde davacının eşine yapıldığı, daha sonra çıarılan ödeme emrinin 22. 10. 2012 tarihişnde yine Y.Ö. imzası ile tebliğ edildiği ve 06. 12. 2012 tarihinde de haciz işleminin gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı adına çıkarılan tebligatların davacının eşine ve Y. Ö. e yapılmasıda yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece, 7201 sayılı Tebligat Kanunu nun ( belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icra edenlere tebligatın yapılmasını düzenleyen) 17 nci madde ile yapılan tespit ve değerlendirmelerde bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki somut olayda, davacı tebligatı alan eşiyle aynı çatı altında oturmadığını iddia ve ispat etmiş değildir. Niğde 4. Noteriği tarafından düzenlenen 07. 09. 2011 tarihli vekaletname ile davacının Yaşar Özel i işveren vekili olarak görevlendirdiği, tebliğ ile ilgili işlemler dahil olmak üzere ticari işletmenin faaliyetleri ile ilgili çok geniş kapsamlı yetkiler verdiği anlaşılmaktadır. Herkes haklarını kullanırken iyiniyet kurallana uymalıdır. Böyle olunca, gerek eşe ve gerekse Y.Ö. yapılan tebligatın geçerli olacağı ve hukuki sonuç doğuracağı kabul edilmelidir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, uyuşmazlık konusu dönemde Y. Ö. e verilen yekilerin devam edip etmediğinin sorulması, şayet devam ediyorsa tebligatların geçerli olduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi ve özellikle hacizlerin kaldırılması da talep ve dava edildiğine göre, prim borçlusu dava dışı H.D. in maaşından kesinti yapılmamasından dolayı davacının sorumluluğunun belirlenmesinden ibarettir.
Öte yandan, HMK nun 26 inci maddesi gereğince hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka birşeye karar veremez. Talep ve dava konusu olmadığı halde mahkemece haciz bildirge tarihinin 14. 01. 2013 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.
Mahkemece, yukarıda yer alan maddi ve hukuki olgular gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 25/06/2014.gününde oybirliği ile karar verildi.