Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/12832 E. 2014/4713 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12832
KARAR NO : 2014/4713
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

MAHKEMESİ : Konya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/05/2013
NUMARASI : 2011/51-2013/334

Davacı, Kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin iptaline, borcu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava; davacının Koruma Meclisinde asıl üyelik yaptığı S. Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı’na ait prim,işsizlik primi ve idari para cezası borçlarından dolayı Kurumca düzenlenen 2010/14602-14603 ve 14607 sayılı takip sayılı dosyalarından davacıya tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptali ile menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece;idari para cezası ve damga vergisine ilişkin 2010/14607 sayılı takip açısından davanın kabulü ile ödeme emirlerinin iptaline,prim ve işsizlik prim alacağına ilişkin 2010/14602-14603 sayılı takipler açısından ise davanın kısmen kabulü ile davacının 2006/4.ay -2007/11.aylar dahil olmak üzere bu döneme ilişkin prim ,işsizlik primi ve gecikme zammından sorumlu olduğunun ,fazla kısımdan ise sorumlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının ödeme emirlerine konu borç dönemlerinde borçlu S..Çiftçi Malları Koruma Başkanlığının Koruma meclisinde Belediye Meclisinin 7.4.2004 tarih ve 2004/5 sayılı kararı ile Koruma Meclisi yedek üyeliğine seçildiği,asil üyelerin bir kısmının istifası üzerine Belediye Meclisinin olağanüstü toplantısında alınan 5.4.2006 tarihli kararı ile asil üyeliğe seçildiği,bu görevinin 29.3.2009 tarihinde sona erdiği,davacının adı geçen Koruma Meclisinde başkanlık yapmadığı, dava konusu borcun 2003/8 ila 2007/11.aylara ilişkin prim,işsizlik primi ve idari para cezası borçları ile gecikme zammından oluştuğu, 2010/14602-14603 ve 14607 takip sayılı dosyalarında takip edilen Kurum alacağı ile ilgili davacıya gönderilen ödeme emirlerinin 14.1.2011 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 20.1.2011 tarihinde süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
01.10.2008 tarihinden önce tahakkuk eden prim borçları nedeniyle davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun hükümleridir. 506 sayılı Kanununun 80 inci maddesi primlerin zamanında ve düzenli olarak tahsilini sağlamaya yönelik olup, anılan maddenin 1 inci fıkrası hükmüne göre, işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur. Süresinde ödenmeyen prim ve diğer kamu alacakları, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca Kurumca tahsil edilecektir. Aynı maddenin 12 inci fıkrasına göre de; sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.
506 sayılı Kanun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 106 ıncı maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup, 01.10.2008 tarihinden sonra tahakkuk eden prim borçları hakkında, 5510 sayılı Kanunun 88 inci Maddesinin 1 inci fıkrasında “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların prime esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar öder”, yirminci fıkrasında “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. ” şeklinde paralel düzenlenme getirilmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, davacının Çiftçi Malları Koruma Başkanlığında koruma meclisi asil üyesi olduğu tarihten, üyelikten ayrıldığı tarihe kadar, primlerin ödenmesi gereken son gün itibariyle de olsa, üst düzey yönetici olduğu dönemlerde, ödenmesi gereken ve tahakkuk eden primlerden sorumlu tutulması gerekmekte olup, Hukuk Genel Kurulunun 18.02.2009 gün ve 2009/10-36 E., 2009/82K. sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Dava konusu somut olayda; icra takiplerine konu borçların 2003/8-2007/11.aylar arasında olduğu anlaşılmaktadır. Yerel mahkemenin, idari para cezasına ilişkin Kurum alacağından davacının sorumlu olmayacağına ve 2010/14607 sayılı takip dosyasından Kurumca çıkarılan ödeme emirlerinin iptali gerektiğine ilişkin değerlendirmesi yerindedir.
Somut olayda davacının ; S.. Çiftçi Malları Koruma Başkanlığında 5.4.2006 tarihinde Koruma Meclisi asil üyeliği görevine başladığı,29.3.2009 tarihinde bu görevinden ayrıldığı anlaşıldığına göre Mahkemece; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle davacının üst düzey yönetici olduğu tarihler yöntemince araştırılarak, son ödeme tarihleri itibariyle, borçlu Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı Koruma Meclisinin prim vs. Kurum borçlarının ödenmesi yönünde üst düzey yöneticisi olup olmadığı tespit edilip, buna göre zamanaşımına uğramayan borçlar yönünden sorumlu olunan miktarlar belirlendikten sonra, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.