Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/12515 E. 2014/4977 K. 17.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12515
KARAR NO : 2014/4977
KARAR TARİHİ : 17.03.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2013/82-2013/199

Davacı, kesilen yetim aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile aylıkların kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 19/10/2004 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden TMK 166/3. fıkrası uyarınca anlaşmalı olarak boşandığı, 10/12/2004 tarihinde yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya 1999 yılında ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davalı Kurum tarafından davacının kardeşi Halil D..’un ihbarı üzerine başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 30/04/2010 tarihli kontrol memuru raporuna dayanak teşkil eden 07/04/2010 tarihli kolluk araştırma tutanağında, davacı ve boşandığı eşinin fiilen birlikte yaşadığı, eski eşin işsiz olduğu, oturdukları evin davacıya ait olduğu, davacının babasından dolayı aldığı maaş ile geçindikleri tespitlerine yer verilmiş olup, mahkemesince yaptırılan kolluk araştırması sonucu düzenlenen 02/12/2010 tarihli tutanakta, D… Mah. ….nolu Sk. No:… sayılı dairenin ve üç katlı binanın davacıya ait olduğu, bu binanın 2. katında davacının; diğer katlarda kiracıların oturduğu, davacının 3-4 ay önce çocukları ile birlikte ayrıldığı eşinin yanına gittiği ve birlikte yaşadıkları bildirilmiş, davacı ve boşandığı eşinin 2004 yılında boşanmalarına rağmen 2009 yılında D…. Mah.’de belirtilen adreste seçmen kayıtlarının bulunduğu tespit edilmiş, adres hareketleri incelendiğinde; davacının fiilen yaşadığı D….Mahallesindeki adreste eski eşin 10/05/2007 tarihinde yerleşim yeri kaydının bulunduğu; eski eşin, kontrol memuru raporu düzenlendikten sonra 17/02/2012 tarihinde yerleşim yerini D…./Kocaeli’ye naklettiği belirlenmiştir. Mahkeme huzurunda dinlenen tanıklar, davacı ve boşandığı eşinin fiilen birlikte yaşamadıkları beyan etmişlerdir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporuna dayanak olan kolluk araştırma tutanağında, yapılan çevre soruşturması ile davacı ve boşandığı eşinin fiilen birlikte yaşadıklarının tespit edilmesi ve mahkemesince yaptırılan 02/12/2010 tarihli kolluk araştırmasında davacının 3-4 ay önce çocuklarını da alarak eski eşine dönerek, birlikte yaşamaya başladıklarının bildirilmesi, seçmen kayıtları ve adres hareketlerine göre davacıdan 2004 yılında boşanmasına rağmen eski eşin 10/05/2007-17/02/2012 tarihleri arasında davacıya ait olduğu anlaşılan binada davacının yerleşim yeri olarak beyan ettiği yerleşim yerinde kayıtlı olduğunun anlaşılması hususları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.