Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/12306 E. 2013/16869 K. 23.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12306
KARAR NO : 2013/16869
KARAR TARİHİ : 23.09.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan … İnş. Tic. A.Ş., … İnş. A.Ş., … Komandit Şirketi vekillerince ile … tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere ve temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı …’ın tüm, davalılar … Komandit Şirketi, … İnş. ve Tic. A.Ş. ve … İnş. A.Ş.’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 25.06.2005 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaralanan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile; 3.310,17 TL maddi tazminatın 500 TL ‘si yönünden olay tarihi olan 25.06.2005 tarihinden itibaren, 2.810,17 TL’si yönünden ıslah tarihi olan 09.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, 10.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan ve yine diğer davalılar … İnş. Ve Tic. A.Ş., … İnş. A.Ş., … İnş. San. Ve Tic. A.Ş. ve … Komandit Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine2.979,00TL maddi, 20.000,00TL manevi tazminatın olay tarihinden yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
a- Davalılar … ve … şirketleri ile … Şirketinin manevi tazminata ilişkin temyizlerine gelince;
Davacının iş kazası sonucu % 1.2 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davalıların %80, davacı işcinin ise % 20 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.

O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hükmedilen 10.000 TL manevi tazminat çok fazladır.
b- Davalı … Şirketi’nin hükmedilen manevi tazminata işletilecek olan faize ilişkin temyizine gelince;
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacının dava dilekçesi ile tahsilini istediği manevi tazminata olay tarihinden faiz işletilmesini talep etmesine rağmen ıslah dilekçesi ile bu talebini dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini istemek suretiyle daralttığı anlaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nın 26.maddesi kapsamında mahkemeler taleple bağlılık kuralına göre tarafların talep sonuçları ile bağlı olup ondan daha fazlasına karar veremezler.
Somut olayda, ıslahen manevi tazminat miktarına işletilecek faiz başlangıcının dava tarihi olarak talep edilmesine rağmen olay tarihinden itibaren yasal faiz kararlaştırılması davacı talebin aşılması olup usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalılar …, … ve … şirketlerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde … İnş. Tic. A.Ş., … İnş. A.Ş., … Komandit Şirketi’ne iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden …’a yükletilmesine, 23/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.