Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/1208 E. 2014/1566 K. 30.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1208
KARAR NO : 2014/1566
KARAR TARİHİ : 30.01.2014

MAHKEMESİ : İzmir 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/11/2012
NUMARASI : 2012/911-2012/243

Davacı, 01/05/2008 tarihinden sonraki güne kadar olan günlerinin dahil edilerek hesaplama yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ….. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 1.5.2008 tarihinden sonraki 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılık süresi yönünden 6111 sayılı Yasa’nın getirdiği ödeme kolaylığından faydalandırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 5.1.1986 tarihinde başlayan 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılığının, prim ödemesinin bulunmaması nedeni ile 5510 sayılı Yasa’nın geçici 17. maddesi uyarınca 31.1.1986 tarihinde durdurulduğu, 1.1.1986-30.4.1987, 20.8.1990-30.8.1991, 17.9.1991-31.1.1991, 25.1.1993-5.2.1993 tarihleri arasında vergi kaydının, 4.3.1986-24.3.2011 tarihleri arasında oda kaydının, 6.3.1986-24.3.2011 tarihleri arasında esnaf sicil kaydının bulunduğu, davacının 7.4.2011 tarihinde 6111 sayılı Yasa’nın getirdiği kolaylıktan yararlanmak için Kuruma başvurduğu, Kurumun 1.2.1986-30.4.2008 tarihleri arasındaki sigortalılık süresine ilişkin olarak yapılandırmayı kabul ettiği ve 1.5.2008 tarihinden sonraki dönem yönünden davacının 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-b maddesi uyarınca vergi kaydı bulunmadığından sigortalı kabul edilemeyeceğini belirterek bu döneme ilişkin ihya talebini reddettiği, uyuşmazlığın da bu husustan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Somut olayda; davacının 5.1.1986 tarihi itibari ile tescilinin 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa’nın 24. maddesi uyarınca yapıldığı ve ilgili Yasa uyarınca zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının devamı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş olup, 5510 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesi ile davacının sigortalılığının son bulmayacağı, oda ve esnaf sicil kaydına göre devam edeceği ortadadır.
Yapılacak iş; davacının zorunlu Esnaf Bağ-Kur sigortalılığının 3165 sayılı Yasa ile değişik 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi uyarınca oda ve esnaf sicil kaydı uyarınca devam edeceğinden davacıyı 1.5.2008 tarihinden itibaren sigortalı kabul edip, davacının prim borçlarına ilişkin sigortalılık süresinin 6111 sayılı Yasa’nın 16. maddesinde belirtilen 2010/Kasım ayına kadar hesaplanması gerektiğinin tespitine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.