Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/12047 E. 2013/15353 K. 05.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12047
KARAR NO : 2013/15353
KARAR TARİHİ : 05.09.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere ve temyiz nedenlerine göre davalı … Ajansı T.A.Ş’nin tüm, davalı Kurumun ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 07.06.2011-07.09.2012 tarihleri arasında geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bakiye karar harcının davalı iş verenden alınarak Hazineye gelir kaydına, yargılama giderinin ve avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HMK’nın 331/1 maddesine göre davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Mahkemece dava açıldığı tarihte hangi tarafın haksız olduğu diğer bir deyişle hangi tarafın davanın açılmasına sebebiyet verdiği tespit edilerek o taraf aleyhine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6.maddesine göre avukatlık ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekir.
Somut olayda, davalı Kurum denetmeninin 06.09.2012 tarihinde yerel denetim yaparak 20.09.2012 tarihli raporda davacının 07.06.2011-06.09.2012 tarihleri arasında davalı işyerinde aralıksız ve asgari ücretle çalıştığını tespit ederek Kurumun ilgili ünitesine bildirdiği anlaşılmaktadır. Dava ise bu raporun hazırlanmasından sonra 24.09.2012 tarihinde açılmıştır. Davalı işveren Kurumun çalışmayı tespit etmesi üzerine davacının 07.06.2011-06.09.2012 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen çalışmalarını Kuruma bildirmiş ve böylece davanın konusu kalmamıştır.

5502 sayılı Kanun’un 3.maddesine göre Kurumun temel amacı; sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı, etkin, adil, kolay erişilebilir, aktüeryal ve malî açıdan sürdürülebilir, çağdaş standartlarda sosyal güvenlik sistemini yürütmektir. Kanun’un 17.maddesine göre Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı, Başkan adına kayıtdışı istihdamı önlemek, sosyal sigorta suiistimalleri ile mücadele etmek, bu amaçla sektörel analizlere dayalı denetimleri yürütmek ve bu konularda alınması gerekli tedbirleri önermekle görevlendirilmiştir. Kuruma, temel amacına ulaşması ve Kanun ile verilen görevleri yerine getirmesi için 5502 ve 5510 sayılı Kanunlar ile çeşitli yetkiler verilmiş olup bunların en önemlisi de teftiş ve denetim yetkisidir. Kurum, teftiş ve denetim görev ve yetkisini gereği gibi yerine getirmediği takdirde, sigortalılar tarafından açılacak hizmet tespiti davalarında yasal hasım olduğu gibi yargılama gideri ve avukatlık ücretinden de sorumlu olacaktır. Ne var ki Kurumun Kanun ile verilen teftiş ve denetim görevini yerine getirdiği hallerde sigortalılar tarafından açılacak hizmet tespiti davalarında davanın kabulüne karar verilse dahi Kurumun davanın açılmasına neden olduğu söylenemeyeceğinden yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulması doğru olmaz.
Somut olayda, Kurum denetmeninin makul süre içinde yerel denetim yaparak davacının davalı işyerinde çalıştığını tespit ederek Kurumun ilgili ünitesine bildirdiği anlaşılmaktadır. Kurum teftiş ve denetim görevini yerine getirmek suretiyle 5502 sayılı Kanun ile verilen görevi yerine getirdiğinden davalı Kurum davanın açılmasına neden olduğu söylenemeyeceğinden yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamaz.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular nazara alınarak harç, yargılama gideri ve avukatlık ücretinden yalnızca davalı işverenin sorumlu tutulması gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davalı Kurumun da yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (2.) ve (4.) bentlerinde yer alan “davalılardan” sözcüğünün silinerek hükümden çıkartılmasına ve yerine “davalı işverenden” sözcüğünün yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 05/09/2013 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.