Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/11893 E. 2014/11149 K. 26.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11893
KARAR NO : 2014/11149
KARAR TARİHİ : 26.05.2014

MAHKEMESİ : Rize 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2013
NUMARASI : 2012/11-2013/410

Davacı, yersiz ödemelerden dolayı Kuruma iade yükümlülüğünün bulunmadığı ve borçlu olmadığının tespitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, vefat eden annesi ve babasından hak sahibi sıfatı ile aldığı ölüm aylıklarının yersiz ödendiğinden bahisle davalı Kurum tarafından iadesinin istendiğini beyanla davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 26.01.1998 tarihinde vefat eden babasından 25.10.2001 tarihinden itibaren, 26.11.2009 tarihinde vefat eden annesinden 26.12.2009 tarihinden itibaren hak sahibi olarak 1479 sayılı Yasa kapsamında ölüm aylığı aldığı, davacının 19.04.2011 tarihinde geçmişe dönük olarak 01.07.1998 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, davalı Kurum tarafından davacının sigortalı olarak tescil edilmesi sebebi ile ödenen aylıkların yersiz ödeme olduğundan bahisle borç kaydedildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan, 1479 sayılı Kanun’un “ölüm sigortasından eş ve çocuklara, ana ve babaya tahsis yapılması” başlıklı 45.maddesinin II.fıkrasının (c) bendinde 1479 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan kız çocuklarına ölüm aylığı tahsis edileceğini düzenlemiş, “ölüm aylığının kesilmesi” başlıklı 46.maddenin II.fıkrasında sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıkların bu kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmaya başladıkları tarihte kesileceği düzenlenmiştir.
6111 sayılı Yasanın 44.maddesi ile değişik 5510 sayılı Yasa’nın “Yersiz Ödemelerin Geri Alınması” başlıklı 96. maddesinde ise;
“Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.
Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır.
Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır.
Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, 1479 sayılı Kanun’un 45.maddesinin II.fıkrasının (c) bendi ile 46.maddenin II.fıkrasında düzenlendiği üzere Tarım Bağ-Kur sigortalısı olan davacının aynı zamanda hak sahibi sıfatı ile ölüm aylığı alması mümkün değildir. Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilen davacının sigortalılığı iptal edilmediği müddetçe aylıklarının yersiz ödenmediğinden söz edilemez. Ancak davacının iade ile yükümlü olduğu miktarın 5510 sayılı Yasa’nın 96.maddesine uygun bir biçimde belirlenmesi gerekmektedir.
Yapılacak iş, 1479 sayılı Kanun’un 45.maddesinin II.fıkrasının (c) bendi ile 46.maddenin II.fıkrası ve 5510 sayılı Yasa’nın 96.maddesi birlikte değerlendirilerek Tarım Bağ-Kur sigortalısı olan davacının aynı zamanda ölüm aylığına hak kazanamayacağı göz önüne alınarak iade ile yükümlü olduğu miktarı tespit edip çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.