Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/11690 E. 2014/11161 K. 26.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11690
KARAR NO : 2014/11161
KARAR TARİHİ : 26.05.2014

MAHKEMESİ : Ödemiş 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2013
NUMARASI : 2011/386-2013/259

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 2003 yılı Ocak ayı başından 2004 yılı Ekim ayının 5’ine kadar ve ve 2007 yılı Mayıs ayı başından 2010 yılı Temmuz ayı sonuna kadar davalı işyerinde kesintisiz olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işveren tarafından davacı adına 08.01.2004 tarihli işe giriş bildirgesinin verildiği, 08.01.2004-01.08.2004 ve 05.10.2004-07.10.2004 tarihleri ile 25.07.2007-30.07.2010 tarihleri arasında otuz günün altında hizmet bildirimi yapıldığı, davacının dava dışı işyerinden de 20.08.2005-17.11.2005 tarihleri arasında bildirim yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.” hükmünü içermektedir. Madde hükmünden yazılı hak düşürücü sürenin, yönetmelikte belirtilen belgeleri işveren tarafından Kuruma verilmeyen sigortalıları kapsamakta olduğu, işe giriş bildirgesi verilmiş sigortalılar yönünden hak düşürücü sürenin işlemeyeceği anlaşılmaktadır. Yargıtay HGK’nun 03.03.2004 tarih 2004/21-139 Esas-117 Karar ve 05.02.2003 tarih 2003/10-7 Esas-53 Karar sayılı ilamları da bu yönlere işaret etmektedir.
İşverenin, sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanunun 79/1. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde, işverence Kuruma verilecek belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu ve diğerleri şeklinde sıralanmıştır. Bu belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.
Kesintili çalışmanın varlığı halinde ise, kesintinin öncesi ve sonrasında oluşacak her çalışma devresi için dava koşullarının varlığı yukarıda belirtilen olgular dikkate alınarak belirlenecektir.
Ancak, davacı çalışmasının kesintisiz olarak devam ettiğini iddia ettiğinden çalışmanın kesintisiz olduğu kanıtlanırsa, hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceğinden işin esasına girip tüm delilleri değerlendirerek bir sonuca ulaşmak gerekmektedir.
Somut olayda, davacının 2003 yılı Ocak ayı başından 5.10.2004 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını iddia ettiği, davacı adına davalı işyerinden 08.01.2004 tarihli işe giriş bildirgesinin verildiği ve davacının işe giriş bildirgesinden önceki çalışmasının tespitini istediği anlaşılmaktadır. Davacının işe giriş bildirgesinin verildiği tarihten önceki çalışmalarının bildirgenin verildiği tarihi de kapsar şekilde kesintisiz devam etmesi halinde, işe giriş bildirgesinin verildiği tarihin öncesindeki çalışma bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez.
Yapılacak iş, işin esasına girilerek, (davacının tespitini istediği ilk dönem bakımından) çalışmanın kesintisiz devam ettiğinin ortaya çıkması halinde hak düşürücü sürenin geçmeyeceğini göz önünde bulundurarak, anılan çalışmanın blok halinde gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırmak, bunun için ihtilaflı döneme ilişkin ücret ödeme belgelerini, puantajları, dönem bordrolarını istemek, dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, davalı işyerindeki çalışmanın ayda otuz gün kesintisiz sürüp sürmediğini, davacının çalışmasının ayda otuz gün sürekli olup olmadığını sormak, beyanı alınan tanıkların davalı işyerinde çalıştıklarının denetimini sağlamak bakımından hizmet cetvellerini getirtmek, davalı işyerindeki bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmemesi halinde, S.. K.., zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.