YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11654
KARAR NO : 2013/21191
KARAR TARİHİ : 19.11.2013
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 20.000 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılardan … ve Tarık yelkikanak vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19/11/2013 Salı günü tayin edilerek tarflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan … ve … Vek. Av. … geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya sonra verilerek aynı gün Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tespit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılar … ve … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine.
3-Dava 25.04.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 37,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının eş ve çocuklarının manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacı eş çocukların manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalılar … ve … vekilince temyiz edilmiştir.
Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalanın yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi ile sınırlı olup olmadığının tartışılması gerekir. Cismani zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca ve çocuklar gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa onlarında manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Bu durumda olanların zararları ile haksız eylem arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğundan, yansıma yoluyla değil, doğrudan zarara maruz kalma söz konusudur. Kaza sonucu ağır yaralanan ve 2 kez ameliyata rağmen iyileşmeyen çocuklarının durumu sebebiyle ruhsal bütünlüğü bozulan anne ve babanın (H.G.K. 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ve haksız eylem sonucu ağır yaralanan ve iktidarsız kalan kocanın karısının manevi tazminat isteyebileceklerine (H.G.K. 23.9.1987 gün ve 1987/9-183 1987/655) ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları aynı esaslara dayanmaktadır.
Öte yandan 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK’nun 56/2 maddesinde de “….Ağır bedensel zarar …. hâlinde, zarar görenin …. yakınlarına da manevî tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği.” Düzenlenmiştir.
Somut olayda, olay tarihinde 32 yaşında olan, geçirdiği iş kazasında kafa travmasını bağlı olarak % 37 oranında sürekli işgücü kaybına uğrayan sigortalının, özellikle dosyada bulunan ve günlük yaşam içerisindeki aktivitelerine ilişkin resimler dikkate alındığında, ağır bedensel zarara uğramadığı giderek bu zarar nedeniyle eşi ve çocukları olan davacıların manevi tazminata hak kazanmadıklarının kabulü ile bu yöndeki davanın reddi yerine yazılı şekilde kısmen kabulü hatalı olmuştur.
O halde, davalılar … ve … vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacılardan … ve … yararına takdir edilen 990.00 TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine
19.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.