YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11469
KARAR NO : 2013/17296
KARAR TARİHİ : 30.09.2013
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere ve temyiz nedenlerine göre davacılar vekilinin tüm, davalılar vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 08.02.2005 tarihinde geçirdiği iş kazasında %10,20 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, 20.733,15TL maddi, 18.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, SGK Başkanlığınca iş kazası olarak kabul edilen zararlandırıcı olaya dair düzenlenen ve hükme esas alınan kusur raporunda %80 davalı işveren’in %20 oranında ise kazalının kusurlu olduğunun belirtildiği, 1977 doğumlu olan sigortalı için 03.12.2010 tarihli karar ile Mahkeme’nin ,25.000,00TL manevi tazminata karar verdiği,Dairemizin 25.06.2012 tarih 2011/3588 E.-2012/12023 K.sayılı kararı ile hüküm altına alınan manevi tazminatın fazla olduğu gerekcesi ile manevi tazminat davası bakımından hükmün bozulduğu, Mahkemece 17.09.2012 tarihli karar oturumunda Dairemiz Bozma ilamına uyulduğu anlaşılmıştır.
Mahkemenin ,Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.3.2002 gün ve 1/119-135 sayılı kararında da belirtildiği üzere; bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf (davalılar)yararına usuli kazanılmış hak doğar ve Mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma ve hüküm verme yükümlüğü vardır. Bu ilke Usul Kanunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir. Yargıtayın bozma kararına uymuş olan Mahkeme, bu uyma kararı ile bağlı olup, bozma gereğince değerlendirme yaparak yeni hükümünü tesis etme zorunluluğu vardır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları,paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu,olayın ağırlığı, sigortalının yaşı,sigortalıda oluşan maluliyetin oranı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması gerekir.Hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulacaktır.
Bu açıklamalardan olarak somut olayda , açılan manevi tazminat davası bakımından Dairemiz 25.06.2012 tarih 2011/3588 E.-2012/12023 K.sayılı kararında hükmedilen manevi tazminatların fazla miktarlı olduğunun belirtilip Mahkemenin bu gerekceye dayanan Bozma ilamına uymasına göre bu kez davacı sigortalı için 18.000,00TL manevi tazminata hükmetmesi uyulan Bozma ilamı doğrultusunda verilmiş bir karar olmayıp davacı yararına hükmolunan manevi tazminatın yine fazla miktarlı olduğu ortadadır.
O halde,davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 30/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.