Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/11215 E. 2014/11296 K. 26.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11215
KARAR NO : 2014/11296
KARAR TARİHİ : 26.05.2014

MAHKEMESİ : Sinop 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2013
NUMARASI : 2010/710-2013/275

Davacı, kurum işleminin iptaline emekliliğe hak kazandığının tespitine birikmiş aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacı adına 08/12/2005-30/04/2006 tarihleri arası dava dışı işyerinden yapılan 144 günlük bildirimi iptal eden Kurum işleminin iptali ile 27/01/2010 tarihinden itibaren davacıya yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik inceleme ve araştırma sonucu varılmıştır.
Uyuşmazlık nitelikçe 506 sayılı Yasanın 79. (5510 sayılı Yasa’nın 86/8.) maddesinden kaynaklanan, davacı adına bildirilen ancak Kurumca iptal edilen hizmetlerin tespitine ilişkindir. Bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilir ise de, çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların, davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve uyuşmazlık konusu dönemi kapsar biçimde çalışmaları işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
Öte yandan 506 sayılı Yasanın 2. (5510/4-1-a) maddesinde, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılacağı hükmü düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre sigortalı olabilmenin koşulu hizmet aktine dayalı olarak çalışmaktır. Bu kapsamda öncelikle hizmet aktinin unsurlarına bakmak gerekmektedir.
Hizmet akdinin unsurları ise; 1-Hizmetin belirli veya belirli olmayan bir zaman içinde görülmesi, 2-Hizmet akdinin konusu olan edimin işverene ait işyerinde yerine getirilmesi 3-Edimin ifası sırasında işverenin denetim ve gözetimi altında bulunması 4-Edimin ücret karşılığında yapılması ve ücretin zaman esası üzerinden saptanmasıdır. Ücret zaman itibariyle olmayıp yapılan işe göre verildiği takdirde dahi belirli ya da belirli olmayan bir zaman için alınmış veya çalışılmış oldukça hizmet akdi yine mevcuttur. Hizmet akdinde emir ve talimat yetkisi işçinin çalışma yerinin, işe başlangıç ve sona eriş saatinin işverence tespiti biçimindedir.
Hizmet akdinin belirleyici ve ayırıcı unsurları zaman ve bağımlılıktır. Zaman ve bağımlılık unsurlarını birlikte gerçekleştirecek biçimde çalışmanın varlığı halinde aradaki ilişkinin hizmet akdine dayalı olduğunun kabulü gerekir. Bu anlatımlar ışığında sigortalı olabilmek için işverenin denetim ve gözetimi altında fiilen çalışmak esastır. Fiili bir çalışma olmadan prim ödenmek suretiyle sigortalılık elde edilemez.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına 08/12/2005 tarihli işe giriş bildirgesinin dava dışı işveren tarafından Kuruma verildiği, işe giriş bildirgesindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı, 08/12/2005-30/04/2006 tarihleri arası 144 günlük hizmetin bildirildiği, dönem bordrolarının getirtildiği, davacının 27/01/2010 tarihinde aylık bağlanması talebinde bulunduğu, 25/02/2010 tarihinde Kurum kontrol memuru tarafından yapılan araştırma kapsamında, beyanda bulunan işyeri sahibi ile çalışanı, işyerinde S.. K.. isimli bir kişinin çalışmadığını beyan ettikleri, araştırma sonucu düzenlenen raporda, davacının dava dışı işyerinde fiilen çalışmadığının, bildirimlerin fiili bir çalışma ilişkisine dayanmadığının belirtilmesi üzerine davacı adına bu işyerinden yapılan bildirimlerin Kurum tarafından iptal edildiği, kurum memuruna beyanda bulunan şahıslar mahkemedeki ifadelerinde ise, davacının işyerinde 3-4 ay çalıştığını, ismini Sema olarak bildiklerini ve bu nedenle kontrol memuruna S.. K.. adında birinin çalışmadığını beyan ettiklerini belirttikleri anlaşılmaktadır.
Somut olayda, bordro ve komşu işyeri tanıklarının resen tespit edilip dinlenmediği, davacının çevrede hangi isimle anıldığının tespiti için kolluk araştırması yaptırılmadığı, işveren ve çalışanı Kurum kontrol memuruna verdikleri beyanda S.. K.. adında birinin çalışmadığını belirttikleri ancak daha sonra mahkemede verdikleri bu beyanı değiştirmişlerse de, işyerinde çalışan işçi sayısına göre bu beyanın samimi olup olmadığı hususu araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; öncelikle dosyadaki dönem bordrosundan bordro tanıkları resen tespit edip dinlemek, gerekirse Güvenlik Kurumu, belediye, vergi idaresi, emniyet müdürlüğü gibi kamu kurumları marifetiyle tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenlerini veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, kolluk aracılığıyla araştırma yaptırtılarık davacının çevrede hangi isimle anıldığını tespit etmek, işveren ve çalışanı tarafından Kurum kontrol memuruna verilen beyanda S.. K.. adında birinin çalışmadığının belirtildiği ancak daha sonra mahkemede verdikleri bu beyanı değiştirmişlerse de, işyerinde çalışan işçi sayısına göre bu beyanların samimi olup olmadığı hususuda araştırılarak özellikle davanın kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp davacının dava dışı işyerinde fiilen çalışıp çalışmadığı tüm deliller birlikte değerlendirilerek, öte yandan yaşlılık aylığı talebiyle ilgili olarakta aylık bağlama şartlarının (yaş, prim ödeme gün sayısı, sigortalılık süresi, hangi yasa kapsamında aylık bağlanacağı, prim borcu olup olmadığı) bulunup bulunmadığı hususları da belirlenip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.