Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/11109 E. 2014/11303 K. 26.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11109
KARAR NO : 2014/11303
KARAR TARİHİ : 26.05.2014

MAHKEMESİ : Ankara 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/02/2013
NUMARASI : 2012/160-2013/38

Davacı, 10/04/1993-20/12/1993 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun gereği vergi mükellefi olduğunu, 08/01/1994-29/07/1998 tarihleri arasında D .Elk.Ltd. Şti.’nin ortağı ve yetkilisi olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum’un aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01.04.1993-20.12.1993 ve 08.01.1994-29.07.1998 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 21.4.1993-20.12.1993 tarihleri arasında Y.Ltd. Şti.’nin % 50 hisse ortağı olarak ve yine 18.1.1994-29.7.1998 tarihleri arasında D. Elektronik İletişim Ticaret Limited Şirketi ortağı olarak vergi mükellefiyet kayıtlarının olduğu, davacının zorunlu sigortalı olarak tescili için Kurum’a başvurusunun ve buna bağlı olarak prim ödemesinin olmadığı, Kurum’un 09/03/2012 tarih ve 4558419 sayılı yazı cevabı ile yapılan tetkik neticesi davacıya ait 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı tescil kaydına rastlanılmadığının Mahkeme’ye bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren ve değişik zamanlarda değişikliğe uğrayan 1479 sayılı Kanun’un 24. maddesinin, uygulandığı tarihten bu güne kadar tüm zamanlarda zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için limited şirket ortaklığı yeterli görülmüştür.
Sosyal güvenlik hakkı, temel insan haklarından olup, uluslararası hukuk normları ile Anayasalarda güvence altına alınmıştır. Ülkemizin ekonomik, sosyal ve kültürel değişimi sosyal güvenlik haklarına olumlu yansımakla birlikte, kimi zaman bu hakları sınırlayıcı düzenlemelere gidildiği de görülmektedir.
Uyuşmazlığın çözümü, sigortalılık niteliğini taşıdıkları halde Bağ-Kur’a kayıt ve tescil yaptırmamış olanlar hakkında Bağ-Kur Kanunu’nda öngörülen düzenlemelerin irdelenmesini zorunlu kılmaktadır.
1479 sayılı Kanun, zorunlu sigortalılık şemsiyesi altına alınan “esnaf ve sanatkarlar ve diğer bağımsız çalışanlara” Kanun’da yazılı sosyal güvenlik hükümlerini uygulama amacını taşımakta olup, 26. madde ile sigortalı olma hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağını, bu Kanun’a göre sigortalı sayılanların, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescil yaptırmalarının zorunlu olduğunu, aksi durumda Kurum tarafından resen tescil işleminin yapılacağı hükme bağlanmıştır.Buna karşın, 1479 sayılı Kanun’da sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin belirli tarihlerden başlatılmasını zorunlu kılan düzenlemeler de yer almaktadır. Bunlardan ilki, “Tescilini yaptırmayanlar hakkında yapılacak işlemler” başlıklı Ek-Geçici 13. madde hükmünde, tescilleri yapılmamış ancak sigortalılık niteliğini taşıyanlar yönünden Kanun’un tanıdığı hak ve mükellefiyetlerin 2654 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 20.4.1982 tarihinden başlatılacağı öngörülmüştür.
619 sayılı KHK’nin Geçici 1. maddesi hükmünde ise; “Bu Kanun’a göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlar. Ancak, 1479 sayılı Kanun’a göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olmak kaydıyla, 20.4.1982 tarihinden bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar vergi dairelerine kayıtlı olarak kendi nam ve hesabına bağımsız çalıştıklarını belgeleyen sigortalıların, vergiye kayıtlı bulundukları süreler, bu süreye ilişkin primleri, ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağı prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.”denilmekte olup, 4.10.2000 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 8.8.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 günlü kararı uyarınca 619 sayılı KHK. tüm hükümleriyle iptal edilmiştir.
24.07.2003 tarihli 4956 sayılı Kanun’un 47. maddesi ile 1479 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 18. maddede, “bu Kanun’a göre sigortalılık nitelikleri taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların hak ve mükellefiyetlerinin 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı ancak bu Kanun’a göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olan sigortalıların sigortalılıklarının bu Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kurum’a yazılı olarak başvurmaları ve 20.04.1982-04.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olan hesaplanacak prim borçlarının tamamını tebliğden itibaren bir yıl içinde ödemede bulundukları takdirde bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği bildirilmiştir. Aynı şekilde 8.5.2008 tarihli 5754 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesinde, “Bu Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanun’un yürürlük tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğünün bu Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren başlayacağı; ancak, bu Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (3) numaralı alt bentlerine göre sigortalı sayılanlardan bu Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren sigortalılıkları başlatılanların, bu Kanun’un yürürlük tarihi ile 4/10/2000 tarihi arasında geçen vergi mükellefiyet süreleri bulunmak kaydıyla, sigortalının bu Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunmak ve kendisine tebliğ edilen borçlanma tutarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde ödemesi halinde, bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği bildirilmiştir.
Tüm bu düzenlemelerde ortak nokta, tescilin belirtilen tarihlerden sonra yapılmasına karşın, Kanun’da tanınan süreler içinde borçlanma hakkının kullanılabilecek olmasıdır. Anılan hükümlerle belirtilen şartları yerine getiren kişiler maddelerde belirtilen sürelere ilişkin prim tutarlarını ödeyerek o döneme ilişkin süreleri sigortalı saydırabileceklerdir. Anılan düzenlemeler ile borçlanma hakkı, 4.10.2000 ve 1.10.2008 tarihlerinden sonra zorunlu sigortalı olarak Bağ-Kur’a tescil edilmiş olanlardan, daha önce vergi kaydı bulunanlara tanınmıştır.
Kanun’da, sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin başlaması için öngörülen tarihlerden itibaren, borçlanma hakkı belirtilen bu süreler dahilinde kullanılmalıdır. Bu süreler içinde borçlanma hakkının kullanılmaması halinde ise, sonrasında Bağ-Kur sigortalılığının tespitine olanak bulunmamaktadır. Bilindiği gibi, 1479 sayılı Kanun’da 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun hizmet tespitine ilişkin 79/10. maddesine koşut bir düzenleme bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacının 01.04.1993-20.12.1993 ve 08.01.1994-29.07.1998 tarihleri arasında şirket ortaklığı olmasına karşın Kurum’a zorunlu sigortalılık için başvurusu bulunmadığı, davacının zorunlu sigortalılık koşullarına sahip olduğu dönemde ve 1479 sayılı Kanun’un Geçici 18. maddesinde ve 5510 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesinde belirtilen sürede zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak tescili yönünde herhangi bir talebinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.