YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10958
KARAR NO : 2014/10634
KARAR TARİHİ : 13.05.2014
MAHKEMESİ : Adana 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 01/04/2013
NUMARASI : 2011/35-2013/139
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 10/08/2004-18/07/2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 10.08.2004 – 18.07.2010 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davacının davalı apartmanda 11.08.2004 – 01.04.2009 tarihleri arasında 1.581 gün ve 03.04.2010 – 11.07.2010 tarihleri arasında da 98 gün asgari ücretin yarısı oranında ücretle çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Mahkemece hüküm kurulurken davacının gün içerisinde günlük mesai süresinin yarısını çalıştığı, böyle olunca gün içerisinde yarım gün mesai yapılması halinde aylık ücretin yarısına hak kazanacağı, bu nedenle davacının hüküm altına alınan sürede ay içerisinde asgari ücretin yarısı oranında ücretle çalıştığına karar vermek gerektiği belirtilerek hüküm kurulmuştur.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 8 katlı, 16 daireli, kalorifersiz olan davalı apartmana 13.03.2001 tarihinde yapı kullanma izni verildiği, müfettiş raporu sonucunda 1107565 sicil numaralı işyeri olarak 02.04.2009 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı, bu işyerinden davacı adına 02.04.2009 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği ve 02.04.2009 – 02.04.2010 tarih aralığındaki çalışmaların bildirildiği görülmüştür.
Mahkeme hükmünde nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar. Hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Diğer taraftan, Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların Mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Somut olayda, davacının gün içerisinde, günlük mesai süresinin yarısını çalıştığı sonucuna varıldığı belirtilmiş olmasına rağmen, 11.08.2004 – 01.04.2009 tarihleri arasında 1.581 gün ve 03.04.2010 – 11.07.2010 tarihleri arasında ise 98 gün asgari ücretin yarısı oranında ücretle çalıştığı şeklinde hüküm kurulduğu, buna göre gerekçe kısmında davacının kısmi süreli (part-time) olarak çalıştığı kabul edilmesine rağmen, hüküm kısmında tam zamanlı (full-time) çalıştığı şeklinde karar verilerek, gerekçe ve hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabule göre de; 506 sayılı Kanunun 78/2 ve 3. maddeleri ile 5510 sayılı Kanunun 82/2 ve 3. maddelerine uyarınca, sigortalının kazancının alt sınırın altında olmayacağı hükmüne ve tam zamanlı çalışmanın belirlenmesine rağmen, asgari ücretin yarısı oranında ücretle çalıştığının tespitine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; davacının çalışmalarının geçtiği davalı apartmanın büyüklüğü ve özelliklerini tespit etmek, tespit edilen özelliklere göre davacının çalışmalarının tam zamanlı mı yoksa kısmi zamanlı mı olduğunu belirlemek, kısmi çalışmanın kabulü halinde günlük çalışma saatine göre (4857 sayılı İş Kanununun 63. maddesi gereğince 7,5 saat çalışmanın 1 günlük çalışma hesabı ile) haftalık ve aylık çalışma süresinin kaç gün olduğunu açıkça belirlemek ve belirlenen süreyi asgari ücretle çalıştığına karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı M. Bulvar Apt. Yönetim Kurulu Başkanlığı’na iadesine
13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.