Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/10926 E. 2014/11050 K. 15.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10926
KARAR NO : 2014/11050
KARAR TARİHİ : 15.05.2014

MAHKEMESİ : Uzunköprü 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2013
NUMARASI : 2012/688-2013/80

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R

Dava, davacının 1981 yılından 20.5.1993 tarihleri arasında geçen ve Kuruma eksik bildirilen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının taraf ehliyeti bulunup bulunmadığı,bulunuyorsa davanın hak düşümüne uğrayıp uğramadığı ve somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden;davalı A.A. ünvanlı işyerinden davacı adına 20.5.1985 tarihli işe giriş bildirgesinin Kuruma 10.6.1985 tarihinde,8.12.2004 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı A. madencilik tarafından aynı tarihte kuruma intikal ettirildiği,20.5.1985-2.12.1985 arası ,1985/3 dönemde 46 gün,15.9.1986 tarihinden itibaren 20 gün,1990/2 -21.11.1990 arası 60 gün, 22.11.1993-11.6.1991 arası ve 20.9.1991-31.12.1991 arası 23 sicil nolu A.A. ünvanlı işyeri tarafından ,8.12.2004-31.1.2005 ,14.8.2005-23.10.2009 arası .sicil nolu A. madencilik işyerinden sigortalı hizmet bildirimi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davacının Kastamonu E tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü bulunduğu dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerden anlaşıldığından, anılan davacının hükümlülüğünün vesayet altına alınmasını gerektirir nitelikte bulunup bulunmadığının veya vasisinin bulunup bulunmadığının araştırılarak, vesayet altında ise vasisinin dava ve husumete izin alması sağlandıktan sonra işverenin Kurum nezdindeki ihtilaf konusu döneme ait dönem bordroları celp edilerek, tespiti istenen dönemde çalışması bulunan diğer bordro tanıklarının adresini Sosyal Güvenlik Kurumu ve zabıta marifetiyle araştırıp, tespit ederek bu tanıkları dinlemek, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya bunların tanıklığıyla yetinilmediği taktirde, SGK ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek ve davacının işe giriş ve çıkış sürelerini net belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10 maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Kabule göre ,davalı işyerinlerinden davacı adına Kuruma kısmi sigortalı hizmet bildirimi yapıldığından davanın hak düşürücü süreden reddi hatalı bulunmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/5/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.