Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/10900 E. 2014/3107 K. 25.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10900
KARAR NO : 2014/3107
KARAR TARİHİ : 25.02.2014

MAHKEMESİ : Denizli 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2012
NUMARASI : 2011/488-2012/683

Davacı, Temmuz 1994-01/06/2004 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı, 28/10/1998-01/06/2004 tarihleri arasında 2926 Sayılı Yasaya göre Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir. Davacı vekili, 30/10/2012 tarihli dilekçe ile; davacının 1994/7. ay ila 01/06/2004 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini ıslah yoluyla talep etmiştir.
Mahkemece, davacının dava dilekçesinde talep edilmeyen bir husus ile ilgili olarak ıslah sureti ile talepte bulunulamayacağı, davacı tarafça başvuru harcı yanında maktu harcı da yatırarak talepte bulunulması halinde bunun ek dava olarak görülebileceği ve dava dilekçesinde talep edilen süreler ilişkin olarak yargılamanın yürütülmesi gerektiği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilmesi imkânını sağlamaktadır. İki taraf da duruşmada hazır iseler ıslah sözlü olarak yapılabilir. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır.Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur.
Somut olayda, davacı ıslah yoluyla ikinci bir talepte bulunmamış, talep sonucunu genişletmiş olup, mahkemece usulüne uygun yapılan ıslaha değer verilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.