YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10718
KARAR NO : 2014/13872
KARAR TARİHİ : 16.06.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2013
NUMARASI : 2010/1254-2013/177
Davacı, murisi davalılardan ivşerene ait işyerinde 01/03/2002-01/04/2010 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum ve davalı işyeri vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekilinin temyiz itirazına gelince;
Dava, davacının murisi N.Y.ın davalı işyerinde geçen ve davalı Kurum’a bildirilmeyen 01.03.2002 – 01.04.2010 tarihleri arasındaki hizmetinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece “hizmet tespiti talebinin kısmen kabulü ile davacının murisi N.Y.n 23.02.2007 – 15.10.2008 ve 13.11.2009 – 01.04.2010 tarihleri arasında kesintisiz ve aralıksız olarak D. Turizm ve Otobüs İşletmeciliği Makina San. Tic. Ltd. Şti’nde asgari ücret ile çalıştığının tespitine, 01.03.2002 – 06.02.2003 tarihleri arasında iddia olunan çalışmaların hak düşürücü süre nedeniyle, 08.11.2002 – 20.02.2003 tarihleri arasında iddia edilen çalışmaların muris N.Y.’ın başka iş yerlerinde sigortalı çalışmaları olduğundan, 15.10.2008 – 13.11.2009 tarihleri arasındaki çalışmaları davalı tarafından Kurum’a bildirildiğinden bu süreye ilişkin davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığından reddine, davalı Ben Turizm A.Ş. hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine”, karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; hizmet cetveli incelendiğinde davacı murisi N.Y. adına 08.11.2002 – 15.11.2002 tarihleri arasında 525974.34 sicil numaralı, 06.02.2003 – 20.02.2003 tarihleri arasında 61052182.34 sicil numaralı dava dışı işyerleri tarafından, 15.10.2008 – 13.11.2009 ve 01.04.2010 – 30.07.2010 tarihleri arasında 1157864.34 sicil numaralı davalı D. Turizm ve Otobüs İşletmeciliği Makine San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından 30 günlük hizmet bildiriminde bulunulduğu, 157864.34 sicil numaralı davalı iş yerinin 23.02.2007 tarihinde Otobüs Bilet K. Acentalığı faaliyetinden dolayı 506 sayılı Yasa kapsamına alınmış olduğu, 2007/03-2010/07. aylarına ait davalı işyeri dönem bordrolarının getirtilmiş olup 2008/10.ayından itibaren murise ait sigortalı kaydın bordrolarda yer aldığı, Ticaret Sicil Memurluğu’nun 06/01/2012 tarihli yazı cevabı ile “ D.Turizm ve Otobüs İşletmeciliği San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin yeni unvanının D. Turizm ve Otobüs İşletmeciliği Makine San. Ve Tic. Ltd. Şti olduğu, son tescilinin 31/08/2009 tarihinde yaptırdığı”nın bildirildiği, 12/05/2011 tarihli yazı cevabı ile de “B.Turizm A.Ş.’nin ise ticaret sicil kaydının bulunmadığı”nın belirtildiği, Bayrampaşa Vergi Dairesi’nin 29/05/2012 tarihli müzekkere cevabı ile “davalı D. Turizm iş yerinin 20.08.2009 tarihinde Harem Otogarında şube olarak faaliyete başladığı”nın bildirildiği, Mecidiyeköy Vergi Dairesi’nin 05/12/2012 havale tarihli yazısı ile de “B. Turizm A.Ş ünvanlı iş yerinin 24.12.1998 tarihinde G. Mah. S. Sok. No:1 Ostim iş merkezi adresinde tur operatörü faaliyetleri ve turların düzenlenmesi işinden dolayı mükellefiyetinin bulunduğunun ve mükellefiyet kaydının devam ettiği”nin bildirildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 27/08/2012 ve 29701/2013 tarihli raporların dosyaya sunulduğu, davacı ve davalı bordro tanıkları ile komşu işyeri tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda mahkemece çelişkili ve yetersiz tanık beyanlarının dikkate alınarak sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; söz konusu davalı bilet satış işyerinin otogarda bulunduğunun anlaşılmasına göre, davalı işyerinin faaliyette bulunduğu H. Otogarı’ndaki yazıhanenin fiilen ne zamandan itibaren faaliyette bulunduğunu İstanbul Büyükşehir Belediyesi , Ulaştırma Bakanlığı, Ticaret Sicil Memurluğu gibi kurumlardan sormak, otogar polis noktasından davalı işveren tarafından dava edilen dönemlerde verilen çalışanların kimlik bildirme listelerinin getirtilerek davacı murisinin adının bulunup bulunmadığını incelenmek, belediye veya zabıta araştırmasıyla il genelinde diğer firmaların davalı şirket ile aynı yazıhanede çalışan elemanlarını ve uyuşmazlık konusu dönem içerisinde otogarda işletmecilik yapan davalı işverene komşu işveren veya kayıtlı çalışanlarını tespit ederek davacı murisinin ihtilaf konusu dönem içerisinde çalışmasına ilişkin bunların beyanlarına başvurmak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden taraflardan D.. Ş..’ne yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.