YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10666
KARAR NO : 2014/11032
KARAR TARİHİ : 15.05.2014
MAHKEMESİ : Sakarya İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2011/712-2013/409
Davacı, 01/01/1987-30/05/1990 tarihleri arasındaki SSK’lı çalışmalarının geçerli olduğunun tespitine, 04/10/1988-30/05/1990 tarihleri arasında Bağ-Kur’lu olmadığının ve SSK’lı hizmetleri dikkate alınarak 01/01/2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 04.10.1988-30.05.1990 tarihleri arasındaki esnaf Bağ-Kur sigortalılığının iptali ve 506 sayılı Yasaya tabi sigortalı olduğunun tespiti ile tahsis talep tarihini takip eden 01.01.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 04.10.1988-30.05.1990 tarihleri arasındaki esnaf Bağ-Kur sigortalılığının iptaline, 01.01.2011 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı şartları oluşmadığından bu yöndeki talebin reddine karar verilmiştir.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01.07.1987 tarihinde başlayan Bağ-kur sigortalılığının vergi kaydının silinmesi nedeni ile 30.05.1990 tarihinde terkin edildiği, 1971 ve 1989 yıllarında kısa süreli SSK’lı çalışmalarının olduğu, 23.07.1968-23.07.1970 tarihleri arası askerlik borçlanması, 31.07.1979-31.07.1984 tarihleri arası yurtdışı borçlanması bulunduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; 506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılık ile esnaf Bağ-Kur sigortalılığının 22.09.1988 tarihinde çakışması nedeniyle hangi kurumdaki çalışmanın esas alınacağı, esnaf Bağ-Kur sigortalılığının devam edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan mevzuatımıza göre “Çakışan sigortalılık sorununu” gerek 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam eden sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin 506 sayılı Yasa kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması gerekir. Anılan yasanın 3. maddesinin I. ( F ) bendinde “Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların” ( K ) bendinde ise “Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 24. maddesinin I. ve II. Fıkralarında da bir kimsenin 1479 sayılı Yasa kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında başkaca Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp önceden başlayıp devam ede gelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır.
Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03.10.2001 gün ve 2001/21-627 E., 2001/659 K. sayılı kararında da aynı ilkeler vurgulanmıştır.
Somut olayda, davacının 01.07.1987 tarihinde başlayan esnaf Bağ-Kur sigortalılığı önceden başlayan ve vergi kaydına dayanan sigortalılık olup, mahkemece önceden başlayan ve kesintisiz devam eden ve esnaf Bağ-Kur sigortalılığına üstünlük tanınarak, Bağ-Kur sigortalılığının iptali istemi yönünden davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA, 15/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.