Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/10532 E. 2014/5664 K. 24.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10532
KARAR NO : 2014/5664
KARAR TARİHİ : 24.03.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 3. İş Mahkemesi

TARİHİ : 16/04/2013

NUMARASI : 2011/27-2013/259

Davacı, yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.

Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 05/09/1996 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşi Ramazan’dan anlaşmalı olarak boşandığı, aynı yıl Kemal Güneş isimli başka bir kişi ile evlendiği, bu kişiden de 25/09/2001 tarihinde boşandığı; 09/07/2002’de Alman uyruklu başka bir kişi ile evlenip, Alman mahkemesince verilen 04/07/2007 tarihli boşanma ilamının 17/10/2008 tarihinde Türk mahkemesince tanınması ile bu kişiden de boşandığı, 27/10/2009 tarihinde yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya 1975 yılında ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davalı Kurum tarafından yazılı ve telefon ile ihbar üzerine başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 09/03/2010 tarihli kontrol memuru raporunda; davacının kayıtlı bulunduğu A..Mah. K.. G..no:.. kat:.. Ş…/Gaziantep adresinde davacı ile yapılan görüşmede, belirtilen adreste çocukları ile kaldığını, bu evi kendisine boşandığı eşi Ramazan’ın kiraladığını, eski eşinin ara sıra eve geldiğini, ancak fiilen ablası Neslihan’ın yanında yaşadığını beyan ettiği görülmüş, çevre soruşturmasında ve A..Mah. M.. M.. D.. ile yapılan görüşmede, davacı ve eşinin belirtilen adreste yaşadıklarının, bu kişilerin dini nikahla birlikte yaşadıklarının bildiğini öğrenilmiş olup, mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmalarında davacı ve boşandığı eşinin A..Mah. C..T..Cad. No:…/…. adresinde birlikte yaşadıkları; eski eşinin kayıtlı olduğu adreste tanınmadığı , bildirilen adresteki konutun Şaban Ö..isimli şahsa ait olup, kiracısının ise Mehmet B.. olduğu öğrenilmiş; adres hareketleri incelendiğinde, 1996 yılında boşanmalarına rağmen 18/02/2007 tarihli TÜİK kayıtlarına göre davacı ve boşandığı eşinin aynı adreste sayıldıkları, eski eşin yerleşim yerini başka bir adrese naklettiği 04/01/2010 tarihine kadar yaklaşık 3 yıl aynı adreste kayıtlı göründükleri tespit edilmiş,mahkeme huzurunda dinlenen davacı tanıkları, davacı ve boşandığı eşinin fiilen birlikte yaşamadığını beyan etmişler; haklı nedene dayanmaksızın kontrol memuruna verdiği beyanı kısmen değiştiren Mahalle M…M..D.. ise davacının 5-6 yıldır A.. Mah..de oturduğunu, 2009 yılında boşandığı eşi Ramazan ile bir süre aynı evde kaldıklarını, 3 yıldır davacının yalnız yaşadığını bildirmiştir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.

Somut olayda, mahkeme huzurunda haklı nedene dayanmaksızın beyanını değiştiren mahalle muhtarı M..D..’in kontrol memuruna verdiği ifadesinde açıkça davacı ve eşinin belirtilen adreste birlikte yaşadıklarını beyan etmesi karşısında, mahkeme huzurundaki beyanının hükme esas alınamayacağı, kontrol memuru raporunda yapılan çevre soruşturmasına ve mahalle muhtarı M.. D…’in beyanlarına göre davacı ve boşandığı eşinin A… mahallesindeki yerleşim yerinde birlikte yaşadıklarının anlaşılması, mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmasının da bu durumu desteklemesi, eski eşin, yerleşim yeri olarak gösterdiği adreste yapılan araştırmada eski eşin tanınmadığının, bu adreste başka bir kişinin yaşadığının tespit edilmesi, adres hareketlerine göre davacı eski eşinden 1996 yılında boşanmasına rağmen 2007 yılı TÜİK sayımlarında aynı hanede sayılmaları ve eski eşin adresini değiştirdiği 04/01/2010 tarihine kadar yaklaşık 3 yıl süre ile aynı hanede kayıtlı görünmeleri hususları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,24/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.