Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/10502 E. 2014/9889 K. 06.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10502
KARAR NO : 2014/9889
KARAR TARİHİ : 06.05.2014

MAHKEMESİ : Çaycuma 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 29/03/2013
NUMARASI : 2008/48-2013/550

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 17/07/2002-01/02/2003 tarihleri arasında çalıştığının tespitine 12/11/2002 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğuna karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı işyerinde 17.07.2002 – 01.02.2003 tarihleri arasında geçen çalışmalarının ve 12.11.2002 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davalı Ç.. B..’nin 104956 sicil sayılı işyerinde 13.11.2002 – 30.01.2003 tarihleri arasında fasılasız ve tam zamanlı Kurum’a bildirilen sigortalılık süreleri hariç eksik bildirilen 78 gün hizmet akti ile asgari ücret üzerinden çalıştığının tespitine, davacının iş kazasının tespiti talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı Köylere Hizmet Götürme Birliği nezdinde iş makinesi operatörü olarak çalıştığını beyan eden davacı adına 01.02.2003 tarihli işe giriş bildirgesinin Muhtarlar Derneği tarafından düzenlendiği, ancak daha sonra davalı Kurum kontrol memuru tarafından hazırlanan rapor gereğince 12.11.2002 tarihli işe giriş bildirgesinin Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından düzenlendiği, davacının 2002/1. dönemde 89 gün ve 2002/2. dönemde 76 gün 0539 numaralı işyerinde, ayrıca 01.02.2003 – 19.08.2003 tarihleri arasında Muhtarlar Derneğinde çalışmasının bulunduğu, Muhtarlar Derneği’ne ait “ kato ile kanalizasyon kazımı ” işyerinin 01.02.2003 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, Muhtarlar Derneğine ait dönem bordrolarında ismi olan bordro tanığının; davacının kendisinden önce çalıştığını duyduğunu, kendisinin 2003 yılı son aylarında çalışmaya başladığını beyan ettiği, Köylere Hizmet Götürme Birliği’ne ait dönem bordrolarında ismi bulunan bordro tanığının ise 1988 – 2003 yılları arasında çalıştığını ve davacıyı görmediğini beyan ettiği, davacının kaza geçirdiğini belirttiği iş makinesinin Kaymakamlık tarafından 13.12.2002 tarihli teslim tesellüm belgesi ile Muhtarlar Derneğine verildiği, Muhtarlar Derneğinin 24.01.2003 tarihli kararında davacının işe alınmasına karar verildiği, 18.08.2003 tarihli kararı ile de; 01.02.2003 tarihinde kazıcı olarak işe başlayan davacının çalışmasından memnun olunmadığı için 19.08.2003 tarihi itibari ile işine son verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi icap ettiği, Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesi olan bu tür davalarda, öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren, tarafından verilip verilmediği, ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Yasanın kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de, çalışmasının konusu, sürekli, kesintili, mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre isticvap olunmalı, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalı, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu madde 288’de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı, 506 sayılı Yasa’nın madde 3 B ve D’de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır.
Somut olayda bu hususlar araştırılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; Köylere Hizmet Götürme Birliği ve Muhtarlar Derneği’nin talep edilen dönemdeki belge ve defterlerini getirterek, davacıya yapılan ücret ödemesi bulunup bulunmadığını araştırmak, ücret ödemesine ilişkin kayıt bulunmaz ise davacıdan ücreti ne şekilde aldığını sormak ve bu kuruluşların kayıtlarının yazılı olmasının esas olacağını da göz önünde bulundurarak ücretin kayıtlara geçmemesinin makul bir nedene dayanıp dayanmadığını belirlemek, davacının talep ettiği dönemde kaymakamlık ve muhtarlık yapan kişileri tespit ederek davacının çalışmaları ve iş makinesinin kullanılması hakkında beyanlarını almak, Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından Muhtarlar Derneğine verilen iş makinesi için herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığını ve hangi şartlarda iş makinesinin verildiğini araştırmak ve böylece toplanan deliler ışığında, davacının çalışmalarını ve bu çalışmalarının davalı Köylere Hizmet Götürme Birliği’nin mi yoksa Muhtarlar Derneği’nin mi yanında geçtiğini hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya koyarak sonuca gitmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Ç.. B..’ne iadesine, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.