Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/10485 E. 2014/5661 K. 24.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10485
KARAR NO : 2014/5661
KARAR TARİHİ : 24.03.2014

MAHKEMESİ : Dörtyol 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2010/503-2013/157

Davacı, yersiz ödenen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakim tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davalının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden davacı SGK tarafından, davalıya yapılan yersiz ödemelerin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsil edilmesi amacıyla açılan istirdat(alacak) davasıdır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalının, 26/12/1990 kesinleşme tarihli ilam ile boşandığı, yaptığı başvuru sonucunda davacı kurum tarafından davalıya ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davacı Kurum tarafından ihbar üzerine başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 25/02/2010 tarihli kontrol memuru raporuna göre; D…/S… mah. muhtarı Hasan A.. A..’in alınan beyanında; davalı ve boşandığı eşinin S…. Mah. İ….Sk. No:../.. D…/Hatay adresinde yaşadığını ifade ettiği görülmüş, çevre soruşturmasında davalı ve boşandığı eşinin belirtilen adreste fiilen birlikte yaşadıkları tespit edilmiştir. Mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmalarında, davalının S…. Mah.’deki yerleşim yerinde oğlu ile yaşadığı; eski eşinin ise Ç… Mahallesi’ndeki evinde tek başına yaşadığı bildirilmiş, adres hareketleri incelendiğinde, davalı ve boşandığı eşinin yarleşim yerlerinin çakışmadığı; ancak her ikisinin de 13/10/2008-10/05/2010 tarihleri arasında S..mahallesinde yaşadıkları tespit edilmiş; mahkeme huzurunda dinlenen tanık mahalle muhtarı Hasan A.. A..; kontrol memuruna verdiği beyanını haklı nedene dayanmaksızın değiştirerek, kontrol memuru raporunu okumadan imzaladığını, davacı ve eski eşinin birlikte yaşayıp yaşamadığını bilmediğini ifade etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalının, eski eşinin kaza geçirerek ağır şekilde yaralanması nedeniyle, çocuklarının isteği ve nezaretinde, eski eşine, eski eşe ait evde baktığını beyan ettiği görülmüştür.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporunun içeriğine göre, davalı ile eski eşinin fiilen birlikte yaşadığına dair beyanda bulunan mahalle muhtarının, haklı nedene dayanmaksızın mahkeme huzurunda değiştirdiği ifadesine itibar edilemeyeceği hususu ile kontrol memuru tarafından yapılan çevre soruşturmasında da davalı ve eski eşinin fiilen birlikte yaşadığı bilgisine ulaşılması ve davalı vekilinin cevap dilekçesinde hayatın olağan akışına aykırı olacak şekilde davalının, kaza geçiren eski eşine, eski eşin ikametinde baktığına ilişkin beyanı göz önüne alındığında; davalı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın kabulü gerekirken mahkemece davanın reddine karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.