Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/10472 E. 2014/10714 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10472
KARAR NO : 2014/10714
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

MAHKEMESİ : Adana 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/02/2013
NUMARASI : 2012/121-2013/43

Davacı, kesilen maaşının yeniden bağlanmasına, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakim tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının ölen annesi nedeniyle aldığı ölüm aylığını, ayrıldığı eşi ile birlikte yaşadığı gerekçesi ile kesen Kurum işleminin iptali ve kesilen aylığın yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davasının kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı Kurum kontrol memurlarının davacı adresine 17.11.2009 tarihinde gittikleri ve aynı tarihli tutanaktan; davacının alt kat komşusunu ve apartman yöneticisinin eşini dinledikleri, beyanlarda davacının ayrıldığı eşi ve çocuklarıyla yaşadıklarının bildirildiği, apartmanın 15.11.2009 tarihli aidat makbuzunda davacının eski eşinin adının yazdığının, 15.10.2009 tarihli apartman işletme defterinde de davacının eski eşi tarafından 10TL aidat ödemesinin yapıldığına dair gözlemlerin yapıldığı, 07.01.2010 tarihli sgk kontrol memur raporunda tutanaktaki bilgilere atıfta bulunarak davacının ayrıldığı eşiyle beraber yaşadığı gerekçesi ile ölen annesinden aldığı ölüm aylığının kesilmesi gerektiğinin bildirildiği, 14.09.2009 tarihinde muhtarca onaylanmış aynı konutta kalanlara ilişkin kimlik bilgilerinin yer aldığı belgede de davacının eski eş ve çocuklarıyla yaşadığı, davacı ve davacının ayrıldığı eski eşin 05.042010 tarihinde Fatih Polis Merkezin’de verdikleri ifadelerden, çocuklarının okula kayıtları için aynı konutta yaşıyor gibi işlem yaptıkları aslen beraber yaşamadıklarının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı muvazaalı işlemleri nedeniyle hak iddiasında bulunamaz. Davacı ve eski eşinin aynı adreste birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup 5510 sayılı yasının 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin aksi ispat edilememiştir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda; davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.