Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/10258 E. 2014/3078 K. 24.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10258
KARAR NO : 2014/3078
KARAR TARİHİ : 24.02.2014

MAHKEMESİ : Bartın 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2013
NUMARASI : 2012/46-2013/107

Davacı, yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile kesilen aylıkların kesildiği tarihten itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile kesilen aylığın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 28/04/2005 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden TMK.nun 162. maddesi uyarınca “cana kast” nedeniyle boşandığı, yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya, boşanma kararından sonra ölen babasından dolayı 24/06/2008 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, eski eş hakkında, davacı ve kızı Sevilay’ı 19/04/2004 tarihinde öldürmeye teşebbüs etmesi nedeniyle hapis cezasına hükmedildiği ve ilgili hükmün Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği tespit edilmiş; davalı Kurum tarafından re’sen başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 09/09/2011 tarihli kontrol memuru raporunda; davacının ve boşandığı yerleşim yerlerinin sırasıyla Y..i Köyü .. mevkii no:42 Kozcağız/Bartın ve A.. köyü K… mevkii no:56 Merkez/Bartın olduğu tespit edilerek; kolluğa yazılan araştırma istemli yazı üzerine, 11/04/2011 tarihinde düzenlenen kolluk tutanağında; A… Köyü muhtarı M.. Ş..’in, davacı ve eski eşinin A.. köyünde fiilen birlikte yaşadıklarını beyan ettiği bildirilmiş olup; A… Muhtarı tanık M.. Ş..’in mahkeme huzurunda, önceki beyanını haklı nedene dayanmaksızın değiştirerek, davacının, eşinden boşanmasının ardından köyü terk ettiğini, eski eş, cezaevinde iken oğlu Taner’in davacıyı yeniden köye getirdiğini, davacının oğluna ait iki katlı evin üst katında oğlu ve gelini ile
birlikte yaşadığını; eski eşin ise cezaevinden çıktıktan sonra bu evin alt katına yerleştiğini, fiilen birlikte yaşayıp yaşamadıklarını bilmediğini beyan etmiş; mahkemece nüfus müdürlüğünden alınan adres hareketlerine ilişkin kayıtlar arasında çakışmanın bulunmadığı tespit edilmiş, 2008, 2009 ve 2010 yılı seçmen kayıtlarının dosyada yer almadığı anlaşılmıştır.
Mahkeme huzurunda dinlenen davacı tanığı E.. Y..’ın beyanında; davacının, kendisini silahla vurması nedeniyle eşinden boşandığını, babasının köyü olan Y.. Köyüne döndüğünü, babasının ölümünden sonra erkek kardeşi ile anlaşamayınca, oğlu Taner’e ait A… Köyündeki iki katlı evin üst katında gelini ve oğlu ile yaşamaya başladığını, bu evin alt katında ise davacının eski eşinin kaldığını beyan etmiş; Y.. köyü muhtarı F.. A..’ın da benzer şekilde beyanda bulunduğu, davacı tanığı D.. K..’un ise, davacı ve eski eşinin, eski eş cezaevinde iken boşandıklarını, davacının eski eş cezaevinden çıkmadan 1-1,5 ay önce yeniden kocasının evine döndüğünü, birlikte yaşayıp yaşamadıklarını bilmediğini beyan ettiği görülmüştür.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, denetim sırasında kolluk marifetiyle yapılan araştırma tutanağında imzası bulunan tutanak tanığı köy muhtarı M.. Ş..’in davacı ve eski eşinin eylemli olarak birlikte yaşadıklarına dair beyanını; sonradan haklı nedene dayanmaksızın değiştirmesi nedeniyle mahkeme huzurundaki beyanının hükme esas alınamayacağının; davacı tanığı E.. Y.. ve köy muhtarı M.. Ş..’in, davacının, eski eşi ile fiilen birlikte yaşamadığına, davacının aynı evin üst katında oğlu ve gelini ile; eski eşin ise girişleri farklı olan aynı evin alt katında tek başına yaşadığına ilişkin mahkeme huzurundaki beyanlarının hayatın olağan akışına uygun olmadığının anlaşılması karşısında, davacı tanığı D.. K..’un, davacının, eski eşi cezaevinden çıkmadan 1-1,5 ay önce yerinden kocasının evine döndüğüne ilişkin yeminli beyanı ile köy muhtarı M.. Ş..’in kolluğa verdiği ifadesi birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı Yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.