Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/10214 E. 2014/11598 K. 29.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10214
KARAR NO : 2014/11598
KARAR TARİHİ : 29.05.2014

MAHKEMESİ : Mersin 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/01/2013
NUMARASI : 2012/265-2013/6

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine, işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, hizmet davasının reddine, işçilik alacaklarının tefrikine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 19/12/2008-20/12/2009 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 07/04/2009-09/06/2009 tarihleri arasında davalı T. İnşaata ait 1073281 sicil numaralı işyerinden, 24/07/2009-27/07/2009 tarihleri arasında . sicil numaralı işyerinden, 17/09/2009-30/09/2009 tarihleri arasında davalı Talay İnşaata ait . sicil numaralı işyerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, davalı T. İnşaata ait 2009/4-9. aylar arası dönem bordrolarının bulunduğu, ücret bordrolarının olmadığı, davalı T.İnşaata ait 1073281 sicil numaralı işyerinin 07/04/2009 tarihinde kanun kapsamına alındığı, 2009/9. aydan sonra sigortalı bildiriminde bulunmadağından gayri faal olduğunun bildirildiği, inşaat işyeri olduğu ve adresinin D. S. Sitesi Kaba İnşaat İşi M. Mersin olduğu, tanık beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Somut olayda, davacı tanıkları davacı ile birlikte aynı işyerinde çalıştıklarını belirterek davacının dava konusu dönemdeki çalışmalarını doğrulamış iseler de tanıklardan H.. Ç.. ve Ş. K.’nın dönem bordrolarında adlarının bulunmadığı, tanık A.. K..’nın çalışmalarının ise işyerinin kanun kapsamına alındığı 07/04/2009 tarihinden sonrasına ait olduğu anlaşıldığından, komşu işyeri tanığı sıfatıyla beyanı alınan S.T.ın ifadesinde geçen ve marketi devir aldığını söylediği E. A.’ın tanık olarak beyanı alınmadan eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.
Yapılacak iş, davacının çalışmaları ile ilgili araştırmayı genişletmek, davacının çalışmalarını doğrulayan davacı tanıklarının beyanlarını göz önünde bulundurarak komşu işyeri tanığı sıfatıyla beyanı alınan S.. T..’ın ifadesinde geçen ve marketi devir aldığını söylediği E. A.’ın tanık olarak beyanını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.