Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/10213 E. 2014/11597 K. 29.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10213
KARAR NO : 2014/11597
KARAR TARİHİ : 29.05.2014

MAHKEMESİ : Mersin 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2013
NUMARASI : 2012/168-2013/80

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01/05/2004-04/01/2007 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 2004/5-2005/3. aylar arasında davalı şirkete ait 1045902 sicil numaralı işyerinden, 2004/7-12. aylar arasında ve 2005/4-12/09/2005 arasında 1045706 sicil numaralı işyerinden, 13/09/2005-14/02/2006 arasında davalı şirkete ait 1050057 sicil numaralı işyerinden, 15/02/2006-28/04/2006 arasında davalı şirkete ait 1044373 sicil numaralı işyerinden, 29/04/2006-30/06/2006 arasında 1008319 sicil numaralı işyerinden, 01/07/2006-20/10/2006, 07/11/2006-31/12/2006 arasında davalı şirkete ait 1049162 sicil numaralı işyerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, bildirimlerinin bazı aylarda 30 günün altında olduğu, davalı şirkete ait 1049162 sicil numaralı işyerinin 2005/3-2006/12. aylar arası dönem bordrolarının bulunduğu, ücret bordrolarının olmadığı, davacı tanıklarının beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Yapılacak iş, davacının çalışmalarının tespiti yönünden araştırmayı genişletmek, davacının bildirimi yapılan işyerlerine ait dava konusu dönemi kapsayan dönem bordrolarını getirtip dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.