Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/10063 E. 2014/3072 K. 24.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10063
KARAR NO : 2014/3072
KARAR TARİHİ : 24.02.2014

MAHKEMESİ : Kocaeli 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2012/355-2013/108

Davacı, yetim aylığın kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptaline, kesilen aylığın yeniden bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile kesilen aylığın yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 13/02/2004 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden TMK 166/3. fıkrası uyarınca anlaşmalı olarak boşandığı, 29/04/2004 yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya 1992 yılında ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı, davacı ve eski eşinin boşanma ilamında mahkemeye beyan ettikleri yerleşim yerlerinin “S.. Beldesi C.. Mahallesi no:18 Grosmarket karşısı İzmit” olduğu tespit edilmiş; davalı Kurum tarafından re’sen başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 29/09/2011 tarihli kontrol memuru raporunda; davacının kimlik paylaşım sisteminde kayıtlı yerleşim yeri olan H.. Mah. S.. Cad. No:64 Sarımeşe/Kartepe/Kocaeli adresinde yapılan incelemede, mahalle muhtarının davacı ve boşandığı eşini tanımadığını beyan etmesi üzerine, sözkonusu adrese gidilmiş olup, S.. Grossmarketin sahibi olan V. K. ile yapılan görüşmede, davacı ve eski eşini tanıdığını, bu kişilerin belirtilen adreste fiilen birlikte yaşadıklarını bildirdiği; çevre soruşturmasında davacı ve eski eşinin bu adreste kiracı olduklarının, bir üst katlarında ev sahiplerinin oturduğunun öğrenilmesi üzerine, ev sahibi Y.. E.. ile yapılan görüşmede, kiracıları olan davacı ve eski eşinin bir alt katta birlikte yaşadıklarını beyan ettiği; çevre sakinlerinin de fiili birlikte yaşamın varlığını sözlü olarak teyit ettikleri tespitlerine yer verilmiştir. Ceza soruşturması sırasında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yaptırılan 02/05/2012 tarihli kolluk araştırmasında ise; davacının kayıtlı bulunduğu Hacımustafa mah. R. O. Sk. No:1/4 K…/Kocaeli adresinde davacının yaşamadığını, burada davacının kızı Sinem ve damadının yaşadığını, çevre sakinlerinin davacıyı kızının yanında görmediklerini, muhtemelen S… Mahallesinde yaşadığını beyan ettikleri, bunun üzerine, S…. mahallesinde yapılan araştırmada, mahalle muhtarının eski eşin belirtilen adreste tek başına yaşadığını, davacı bu adreste kalıyorsa da bundan haberinin olmadığını; ev sahibi M. E. ise davacının zaman zaman eve geldiğini, birbirlerinden kaçar gibi tavırlarının olduğunu; komşuların ise davacıyı görmediklerini, boşandığı eşi ile muhabbetlerinin olmadığını belirttikleri kayıt altına alınmıştır. Davacının boşanmadan önce eski eşe ait yerleşim yerinde kayıtlı sabit telefon hattı aboneliğini, 03/04/2012 tarihinde kontrol memuru raporundan sonra eski eşine devrettiği tespit edilmiş; davacı ve eski eşi hakkında yapılan ceza soruşturması sırasında dinlenen ev sahibi Y.. E..’un beyanlarını haklı bir nedene dayanmaksızın ve hayatın olağan akışına aykırı şekilde değiştirerek, SGK’dan gelen memura, uykulu haldeyken cevap verdiğini, aslında davacı ve eski eşinin birlikte yaşamadığını, belirtilen adreste eski eşin kaldığını, hafta sonları davacının kızları ile birlikte eski eşi görmeye geldiğini, akşemleyin kızları ile birlikte gittiğini belirtmiş, davacı , eski eşi ile tanık Yasin’in eşi Sadiye de benzer şekilde ifade vermiştir. Tanık Y.. E.., hüküm mahkemesi huzurunda da, kontrol memuruna verdiği ifadeyi değiştirerek, ceza soruşturmasındaki beyanı ile aynı içerikte beyanda bulunmuş olup; kontrol memuru raporunda tanık olarak dinlenen market sahibi V. K. mahkeme huzurundaki yeminli beyanında; annesi ve babasının evlerinin, davacı ve eşinin evine komşu olduğunu, davacı ve eski eşinin sürekli olarak kendisine ait markete alışverişe geldiklerini, boşandıklarını bilmediğini, davacı ile eşini sabah-akşam birlikte gördüğünü, 2 yıl önce(2011 yılı) bu evden ayrıldıklarını, boşandıklarını SGK müfettişlerinden öğrendiğini bildirmiş, davacının kızı Sinem’in mahkeme huzurundaki beyanında; davacının kendisi ile kaldığını, bayram gibi özel günlerde baba evinde toplandıklarını, bu tür günlerde annesi olan davacının da eski eşinin evine geldiğini, sonra birlikte döndüklerini ifade etmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, denetim sırasında kolluk marifetiyle yapılan araştırma tutanağında imzası bulunan tutanak tanığı ev sahibi Y.. E.., market sahibi V. K.; davacı ve eski eşinin eylemli olarak birlikte yaşadıklarına dair beyanları; tanık V. K. mahkeme huzurunda da kontrol memuru tarafından düzenlenen tutanağın içeriğini tekrar ederek, davacı ve eşinin boşandığından haberdar olmadığını ifade etmesi, davacının kızı Sinem’in ve ev sahibi tanık Yasin’in mahkeme huzurundaki tevilli beyanlarında, hayatın olağan akışına aykırı olacak şekilde, davacının, bayram gibi özel günlerde çocukları ile birlikte boşandığı eşinin evine gittiğini belirtmesi; ceza soruşturması sırasında düzenlenen kolluk tutanağında, davacının iddiasına rağmen, kızı Sinem’in yanında yaşamadığının çevre soruşturması ile tespit edilmesi; davacının boşanma öncesinde eski eşe ait yerleşim yerinde
adına kayıtlı sabit telefon hattını, kontrol memuru raporu düzenlendikten sonra eski eşine nakletmesi ile ev sahibi Y.. E..’un ceza soruşturması sırasında savcılıkta ve hüküm mahkemesi huzurunda verdiği beyanları, haklı nedene dayanmaksızın değiştirdiği anlaşıldığından, bu beyanların hükme esas alınamayacağı hususları da birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.