Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/8100 E. 2013/12358 K. 11.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8100
KARAR NO : 2013/12358
KARAR TARİHİ : 11.06.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalı Kurum tarafından düzenlenen tutanakların iptaliyle, geçerli olmadığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz edenin sıfatına ve temyiz nedenlerine göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2) Dava, Kurum kontrol memuru tarafından tutulan 31.08.2009 tarihli 391 ve 392 numaralı tutanakların iptali ile geçerli olmadıklarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile tutanakların iptaline karar verilmiştir.
Somut olayda, sosyal güvenlik kontrol memurunca düzenlenen 31.08.2009 tarihli 391 ve 392 sayılı “İşyeri Durum Tespit Tutanağında” işyerinde fiilen çalışanların belirlendiği; tutanakta isimleri geçen … 30.06.2009, … 25.01.2009 tarihinden itibaren davacıların yanında ev hizmetlerinde çalıştıkları, …, … 15.08.2009 tarihinden, … 29.08.2009 tarihinden itibaren zeytin ve şeftali bahçesi işyerinde ağaçların bakım işinde çalıştıkları ve davacı …’ın da işveren olduğu hususlarının tespit edildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-h maddesine göre “hukuki yarar” dava şartı olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır.
Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır (Arslan, Ramazan; aktaran: Hanağası, Emel: Davada Menfaat, Ankara 2009, önsöz VII).
Hukuk Genel Kurulu’nun 24.06.1992 gün ve 1992/1-347 E., 1992/396 K. ve 30.05.2001 gün ve 2001/14-443 E., 2001/458 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere buna hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir.
Mahkemelerden hukuki himaye istenmesinde, himayeye değer bir yarar olmalıdır.
Somut olayda uyuşmazlık, sosyal güvenlik kontrol memuru tarafından düzenlenen “İşyeri Durum Tespit Tutanağının” iptaline yönelik eldeki davanın açılmasında davacının korunmaya değer hukuki yararı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
5510 sayılı Yasa’nın “Kurumun Denetleme ve Kontrol Yetkisi” başlıklı 59.maddesine göre bu Kanunun uygulanmasına ilişkin işlemlerin denetimi, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları eliyle yürütülür. Askerî işyerlerine ait sigorta işlemlerinin denetim ve kontrolü, askerî iş müfettişleri tarafından da yapılabilir.
Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. İşverenler ve sigortalılar ile işyeri sahipleri, tasfiye ve iflâs idaresinin memurları, işle ilgili gerçek ve tüzel kişiler, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarına bilgi verilmek üzere çağrıldıkları zaman gelmek, gerekli olan defter, belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek, görevlerini yapmak için her türlü kolaylığı sağlamak ve bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler. Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları görevlerini yaparken, tüm kamu görevlileri gerekli kolaylığı gösterir ve yardımcı olurlar.
Bu Kanunun uygulanması bakımından, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları, 4857 sayılı İş Kanununda belirtilen denetim, teftiş ve kontrol yetkisini de haizdir.
5502 sayılı Kanun’un 17.maddesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik Ve Teftiş Başkanlığı Yönetmeliği’nin 7.maddesinde Kurumun Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının görevleri sayılmış olup bu görevler Kurumun denetim ve ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları eliyle yapılır.
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 114.maddesine göre Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununda belirtilen Kurum müfettişleri ile sosyal güvenlik kontrol memurlarıdır.
16.05.2006 tarihli ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 41 inci maddesi ile 31.5.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59 uncu ve 86 ncı maddelerine dayanılarak hazırlanan ve 4.1.2009 tarihli ve 27100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kontrol Memurları Yönetmeliği 1.10.2008 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiş ise de 26.05.2011 tarih ve 27945 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Sosyal Güvenlik Denetmenliği ve Sosyal Güvenlik Denetmen Yardımcılığı Sınav, Atama, Yetiştirilme, Görev ve Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğinin 35. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Yönetmeliğin Geçici 1.maddesine göre Kurum sosyal güvenlik kontrol memuru kadrolarında çalışanlardan, altı ay içinde açılacak olan sınavda başarılı olanlar denetmen kadrolarına atanırlar. Bunların sosyal güvenlik kontrol memurluğunda geçen süreleri denetmenlikte geçmiş sayılır.
Yönetmeliğin Geçici 1.maddesine göre yapılacak olan sınavda başarısız olan sosyal güvenlik kontrol memurları, bu Yönetmelik ile yürürlükten kaldırılan Yönetmelik (Sosyal Güvenlik Kontrol Memurları Yönetmeliği) esaslarına tabi olarak görev yaparlar. Yukarıda yer alan açıklamar ışığında Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları; müfettişler, sosyal güvenlik kontrol memurları ve denetmenlerdir.
Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca düzenlenen raporlar üzerinde yapılacak işlemler ;
A) Müfettişler yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik Ve Teftiş Başkanlığı Yönetmeliği’nin 82.maddesinde,
b) Sosyal güvenlik kontrol memurları yönünden Mülga Sosyal Güvenlik Kontrol Memurları Yönetmeliği’nin 14.maddesinde,
c) Denetmenler yönünden ise Sosyal Güvenlik Denetmenliği ve Sosyal Güvenlik Denetmen Yardımcılığı Sınav, Atama, Yetiştirilme, Görev ve Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in 29.maddesinde düzenlenmiştir.
Sosyal Güvenlik Kontrol Memurları Yönetmeliği’nin 14.maddesine göre sosyal güvenlik kontrol memurları tarafından düzenlenen raporlar, Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar ile sosyal güvenlik mevzuatına uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği yönlerinden sosyal güvenlik il müdürü veya görevlendireceği sosyal güvenlik il müdür yardımcısı tarafından incelenir. Sosyal güvenlik il müdürü, gerektiğinde sosyal güvenlik merkez müdürlerinden birine veya bir ya da birden fazla sosyal güvenlik kontrol memuruna da rapor inceleme görevi verebilir.
İnceleme sonucu uygun görülen raporlar uygulanmak üzere ilgili birime üst yazı ekinde gönderilir. İlgili birimler raporlardaki önerilerle ilgili işlemleri raporların kendilerine intikal tarihinden itibaren en geç onbeş iş günü içinde yapmak zorundadırlar.
Sosyal güvenlik il müdürü veya sosyal güvenlik il müdür yardımcısı ya da kendilerine sosyal güvenlik il müdürü tarafından görev verildiği durumlarda sosyal güvenlik merkez müdürü veya sosyal güvenlik kontrol memurları tarafından raporların incelenmesi sonucunda, raporda düzeltilmesi veya tamamlanması gereken hususlar varsa bunların giderilmesi, gerekçeleri de belirtilmek suretiyle, raporu düzenleyen sosyal güvenlik kontrol memurundan, inceleyenler tarafından yazılı olarak istenir. Sosyal güvenlik kontrol memurunun isteğe katılmaması halinde rapor, ekleri ve iade gerekçeleri ile birlikte sosyal güvenlik il müdürüne gönderilir. Sosyal güvenlik il müdürü, taraflardan birinin görüşünü uygun bularak uygulanmasını isteyebileceği gibi, tereddüt edilmesi halinde raporu ekleri ve iade gerekçeleri ile birlikte ilgili Genel Müdürlüklerin merkez birimine gönderebilir. Rapor hakkında, gerek görülmesi halinde Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının da görüşü alınmak suretiyle Genel Müdürlüklerin ilgili merkez biriminin görüşü doğrultusunda işlem yapılır.
Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik Ve Teftiş Başkanlığı Yönetmeliği’nin 82.maddesi ile Sosyal Güvenlik Denetmenliği ve Sosyal Güvenlik Denetmen Yardımcılığı Sınav, Atama, Yetiştirilme, Görev ve Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in 29.maddesi de benzer niteliktedir.
Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilen memurlarınca düzenlenen rapor ve tutanaklar öneri ve görüş niteliğinde olup Kurumun ilgili birimince bu rapor ve tutanaklar doğrultusunda işlem yapıldığı takdirde sigortalılar veya işverenler ile diğer ilgililer hakkında sosyal güvenlik hukuku bakımından hak veya yükümlülük doğar.
Bu rapor ve tespitler, Kurumca yapılacak işlemlerin yerindeliğini ve hukuka uygunluğunu sağlamak amacıyla yapılan araştırma ve inceleme işlemidir, başlıbaşına icrai (uygulanabilir) bir niteliği de yoktur.
Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilen memurlarınca düzenlenen rapor ve tutanaklardaki görüş ve tespitler ihdasi (hak doğurucu, kurucu) değil, açıklayıcı ve yol gösterici olduğundan, bu rapor ve tutanakların düzenlenmesi ile birlikte kişiler yönünden sosyal güvenlik hukuku bakımından hak veya yükümlülük doğmaz. Bu nedenledir ki, rapor ve tutanaklar başlıbaşına dava konusu olamazlar. Bu yönde açılacak bir davada davacının korunmaya değer hukuki yararı bulunmadığından davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddi gerekir.
Rapor ve tutanaklara dayalı olarak yapılan ve kişiler yönünden sosyal güvenlik hukuku bakımından hak veya yükümlülük doğuran Kurum işlemleri dava konusu edilebilir. Bu durumda mahkemece işlemin dayanağı olan rapor ve tutanağın hukuka uygunluğunun irdelenmesi mümkün ise de sırada dava konusu olan rapor ve tutanak değil Kurumun icrai (uygulanabilir) işlemidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında mahkemece “İşyeri Durum Tespit Tutanağının” iptali isteminin dava şartı olan hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/06/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.