YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6814
KARAR NO : 2012/14018
KARAR TARİHİ : 10.09.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/01/1987 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava; davacının sigortalılık başlangıcının 01.01.1987 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verimiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 01.04.1987 tarihinde işe başladığına dair dava dışı … işyeri adına ve bu kişi tarafından düzenlenerek Kurum’a verilen işe giriş bildirgesi bulunduğu, yapılan imza incelemesinde Adli Tıp-Adli Belge İnceleme Uzmanı bilirkişi tarafından bu işe giriş bildirgesindeki imzanın ve resmin davacıya ait olduğunun bildirildiği, işyerinin 20.10.1975 – 30.09.1992 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında bulunduğu, tanık olarak dinlenilen …’ın davacının 1987 yılının bahar aylarında işe başladığını beyan ettiği, davacının hizmet cetvelinden ilk çalışmasının 01.01.1989 tarihinde … yanında başladığı, dönem ve ücret bordrolarının mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 108. maddesinin 1. fıkrasında;” Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihdir.” hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmelidir.
Somut olayda; davacı sigortalılık başlangıcının davalı Kurum’ca kabul edilen 01.01.1989 tarihinden farklı olduğunun tespitini talep etmektedir. Her ne kadar dava dilekçesinde davacı sigortalılık başlangıç tarihinin 01.01.1987 tarihi olduğunun tespitini talep etmişse de dosya kapsamından davacının sigortalılık başlangıcının 01.04.1987 tarihi olduğu anlaşılmaktadır. Sosyal güvenlik hakkının Anayasa ve yasalar karşısındaki konumuna göre kullanılması zorunlu bir hak olup bu haktan vazgeçilemeyeceği, devredilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, başka bir anlatımla sosyal güvenlik hakkının kişiye bağlı, geleceğe uzanan ve herhangi bir süre ile kısıtlanamayan temel Anayasal bir hak olma niteliği itibariyle diğer özel hukuk alanında yer alan kurumlarla karşılaştırılamayacağı ve özel hukuk kurallarıyla açıklanamayacağı, yanısıra davanın kamu düzenine ilişkin oluşu da dikkate alındığında davacının sigortalılık başlangıcının 01.04.1987 olarak tespitine karar vermek gerekirken davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.09.2012 gününde oy birliği ile karar verildi.