Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/5846 E. 2013/12257 K. 11.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5846
KARAR NO : 2013/12257
KARAR TARİHİ : 11.06.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalı Kurum tarafından ödenmeyen tedavi giderinin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, 5434 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı alan ve 03/07/2007 ve 01/11/2007 tarihlerinde, … Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ilaçlı stent takılan davacının, ilaçlı stent bedeli olan 10.950,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, görevli yargı yolunun belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre “yargı yolunun caiz olması” dava şartı olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
5510 sayılı … Sigortalar ve Genel … Sigortası 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup Yasa’nın 101. maddesine göre bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.
5510 sayılı Yasa’nın “5434 sayılı Kanuna İlişkin Geçiş Hükümleri” başlıklı Geçici 4. maddesinin 4. fıkrasına göre “Bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi iken, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.”
5510 sayılı Yasa’nın 3. maddesinin 8. bendinde “Kişilerin öncelikle sağlıklarının korunmasını, … riskleri ile karşılaşmaları halinde ise oluşan harcamaların finansmanını sağlayan sigorta” olarak tanımlanan “genel … sigortasından” yararlanacak kişiler ve sağlanacak haklar, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemleri Yasa’nın 60-78.maddelerinde düzenlenmiştir.
5510 sayılı Yasa’nın “Genel … Sigortası Geçiş Hükümleri” başlıklı Geçici 12. maddesinde kamu idarelerinin … hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin görevleri, yürürlükten kaldırılan kanunlardaki hak ve yükümlülükler çerçevesinde ilgili kayıt ve işlemler Kurum tarafından devralınan tarihe kadar devam edeceği ifade edilmiştir. Yasa koyucu iştirakçilik sıfatını 5510 sayılı Yasa’nın yürürlük tarihinden önce kazanmış olsa dahi tüm sigortalıların “genel … sigortası” kapsamına alınmasını kararlaştırmış ancak … … Kurumunca devir işlemleri tamamlanana kadar kamu idarelerinin … hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin görevlerinin, yürürlükten kaldırılan kanunlardaki hak ve yükümlülükler çerçevesinde devamını uygun görmüştür.
18/12/2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “Kamu Personelinin Genel … Sigortası Kapsamına Alınması Hakkında Tebliğ; yine, 09/10/2010 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Türk Silahlı Kuvvetlerinde Görev Yapan Askeri Ve Sivil Personelin Genel … Sigortası Kapsamına Alınması Hakkındaki Tebliğ hükümleri gözetildiğinde, (5510 sayılı Yasanın geçici 12. maddesinin dokuzuncu fıkrası kapsamına girenler hariç) kamu personelinin 15/01/2010 tarihinden itibaren; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan (ilgili tebliğin 5. maddesinde belirtilenler hariç) asker ve sivil personel ile bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilerin 15/10/2010 tarihinden itibaren … … Kurumu’na devredildikleri ve 5510 sayılı Yasa hükümlerine göre genel … sigortalısı sayılacağı belirtilmiştir.
Devir öncesinde kamu çalışanı olup, aktif çalışması devam edenler ile bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilerin … yardımlarının, devir öncesi dönem için, yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre çalıştıkları Kurum tarafından karşılanırken, devir sonrasında … … Kurumu tarafından karşılanacağı; pasif sigortalılar ile bunların hak sahiplerinin … yardımlarının ise Emekli Sandığı tarafından karşılandığı gözetildiğinde, devir hükümlerinin, aktif kamu çalışanlarını kapsadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gözetildiğinde; Emekli Sandığı iştirakçileri açısından görevli mahkemenin belirlenmesinde, tedavinin başladığı tarih esas alınarak; pasif sigortalılar için tedavisi 01/10/2008 tarihinden önce başlayan sigortalılar ile bunların hak sahipleri yönünden idari yargının, tedavisi anılan tarihten sonra başlayanlar yönünden adli yargının (iş mahkemelerinin) görevli olduğu; aktif olarak çalışmasına devam edenler yönünden ise, … sigortası açısından … … Kurumu’na devir tarihlerine göre, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan asker ve sivil personel ile bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilerden tedavisi 15/10/2010 tarihinden, diğer kamu görevlileri ile bunların bakmakla yükümlü oldukları kişiler yönünden tedavisi 15/01/2010 tarihinden önce başlayan sigortalılar ile bunların bakmakla yükümlü oldukları kişiler yönünden idari yargının, tedavisi anılan devir tarihlerinden sonra başlayanlar yönünden adli yargının (iş mahkemelerinin) görevli olduğu sonucuna varılmaktadır.
Somut olayda; 5434 sayılı Yasa kapsamında iştirakçi iken emekli olan davacının, davaya konu tedavisinin, … sigortası açısından … … Kurumu’na devredildiği 01/10/2008 tarihinden önce 03/07/2007 ve 01/11/2007 tarihlerinde başladığı ve böylece … giderinin Kurumdan tahsiline dair uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/06/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.