Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/5645 E. 2012/22835 K. 11.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5645
KARAR NO : 2012/22835
KARAR TARİHİ : 11.12.2012

MAHKEMESİ :… Mahkemesi

Davacı, … kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 38.962,33 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalılar vekillerince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11/12/2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılar vekili Avukat … ile karşı taraf vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, aynı gün Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Davacı,…’in temyiz istemleri yönünden;
Davacının,21.06.2001 tarihinde geçirdiği … kazası sonucu … göremezliğe uğradığı,olayda davacının % 25 oranında , davalı işverenliğin % 75 oranında kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
B.K’nun 47. Maddesinde hakimin bedensel bütünlüğün bozulması halinde olayın özelliklerini göz önünde tutularak zarar görene adalete uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vereceği öngörülmüştür. Bedensel bütünlük eş deyişle vücut bütünlüğü kavramının fizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığı da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanmıştır. Bunlar her olayda değişebilir. Bu nedenle hakiminin kararında bu özellikleri objektif ölçülere göre göstermesi gerekir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli … göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hükmedilen 2.000.00-TL manevi tazminatın az takdir edildiği ortadadır.
2-Davalıların temyiz istemlerine gelince;
Dava, 21.06.2001 tarihinde meydana gelen … kazasında sağ el bileğini silindire sıkıştırması ile elinde hareket kısıtlılığı oluşturacak şekilde sürekli … göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
… kazasına uğrayan işçinin sürekli … göremezlik oranının açılan bu dava üzerine 03.09.2008 tarihli SGK tespiti ile % 16.2 oranında olduğuna ve bu oran üzerinden davacıya gelir bağlandığı,Kurumun bu tespitinden önce mahkemece Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunca düzenlenen 27.06.2006 tarihli rapor ile de davacının kazada ki … göremezliğinin %23 olarak belirlendiği davacı yanca Kurum belirlemesine ve oranına itiraz edilmediği,davalı yanın itirazı üzerine de Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun 27.10.2010 gün ve 77/6284 sayılı kararı ile işçide oluşan sürekli … göremezlik oranının % 22 olduğuna karar verildiği,,davacının 01.07.2011 tarihinde ikinci ek dava ile yazılı bakiye maddi tazminatı istediği,birleştirilen ikinci ek davada ki istemlere karşı davalının süresinde zaman aşımı def’i inde bulunulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık bu tür davalarda B.K.’nun 125. maddesi gereğince uygulanmakta olan 10 yıllık zaman aşımı süresinin hangi tarihte başlatılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşur. Somut olayda davacının SSK … Bölge Hastanesine ait 11.09.2001 tarihli sağlık kurulu raporu ile 11.09.2001 tarihinden itibaren … başı yapabileceğine karar verildiği ve davacının itirazı olmayan Kurum tespiti ile belirlenen oran üzerinden bağlanan … göremezlik gelirinin de kaza tarihi olan 21.06.2001 tarihinden başlatıldığı açıktır.
Hal böyle olunca, davacı tarafından 01.07.2011 tarihinde açılan ikinci ek dava ile istenilen bakiye maddi tazminat istenilmesi üzerine süresi içerisinde davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def’i nin kabul edilerek ikinci ek dava ile istenilen miktara ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken,bu miktarı da kapsar biçimde tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı ile davalılar yararına takdir edilen 900,00 TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerine yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine,
11.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.