YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5107
KARAR NO : 2013/10343
KARAR TARİHİ : 20.05.2013
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, kesilen maaşının tekrar bağlanması gerektiğinin tespitiyle Kurum tarafından yersiz ödemeler için borç çıkarma işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının boşandığı eski eşiyle birlikte yaşamaya devam etmesi ve muvazaalı boşanmış olması sebebiyle babasından almakta olduğu yetim aylığının durdurulması ve yersiz ödeme gerekçesiyle adına borç çıkarılmasına dair kurum işleminin iptali ile kesildiği tarih olan 23/05/2010 tarihinden itibaren yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, davanın kabulü ile, davacının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı gerekçesi ile 23/05/2010 tarihinden itibaren aylığının kesilmesine ilişkin işlemlerin yerinde olmadığı anlaşıldığından kesilen aylığın yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti ile işlem nedeniyle adına tahakkuk ettirilen borcun tahsili yönündeki kurum işlemlerinin karar kesinleşinceye kadar tedbiren durdurulmasına, 17/07/2010 tarihinden itibaren yeniden aylık bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hakkında verilen boşanma kararı 07/05/2003 tarihinde kesinleşen davacıya ölü olan sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca gerçekleştirilen işlemle 24/10/2008 tarihi itibariyle kesilerek yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk işleminin tesis edildiği anlaşılmakta olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda istem aynen hüküm altına alınmıştır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanunun 56. maddesidir.
Somut olayda, davacı Zonguldak Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/03/2003 tarih ve 2003/120 Esas, 2003/150 Karar sayılı ilamıyla anlaşmalı olarak boşanmıştır ve karar 07/05/2003 tarihinde kesinleşmiştir. Davacıya babası nedeniyle yetim aylığı bağlanmıştır. 13/04/2010 tarihli kontrol memuru raporunda yer alan, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşayarak Kurumdan haksız menfaat temin ettiği yönündeki tespit üzerine yetim aylığı kesilerek, Kurumca, kanunun yürürlüğe girdiği 01/10/2008 tarihinden sonra, 24/10/2008 sonrası ödemeler borç kaydedilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Köy Muhtarı … 13/04/2010 tarihli Kontrol Raporunun ekinde bulunun ifadesinde davacı ve eşinin aynı evde birlikte yaşadıklarını, evlendikleri günden beri beraber yaşadıklarını beyan etmiş olmasına rağmen duruşmada verdiği ifadesinde davacı ve eşinin bahçeye tarlaya birlikte gittiklerini ancak gece aynı evde kalıp kalmadıklarını bilmediğini, 2010 yılının 6. ayında davacının kendisine eski evinde bir oda gösterdiğini, orada yaşadığını söylediğini, kendisinin evlerine gidip gelmediğini, resmi kayıtlarda davacının ikametgahının 15 nolu eski evde, boşandığı eşininde ikametgahının 17 nolu ikinci evde olduğunu gördüğünü bildirmiştir. Muhtarın ilk ifadesinde davacı ve eski eşinin beraber yaşadıklarını beyan etmesinden sonra duruşmada verdiği ikinci ifadesinde kayıtlara baktıktan sonra davacı ve eski eşinin ayrı evlerde yaşadıklarını gördüğünü söylemiş olması ve davacının boşandığı eşinin davacının yaşadığı evden 15-20 metre mesafe uzakta ve oğlu ve geliniyle birlikte yaşaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Tüm bu hususlar ve 13/04/2010 tarihli Kontrol Raporu birlikte değerlendirildiğinde davacı ve boşandığı eşinin fiilen birlikte yaşamaya devam ettikleri sabittir. 5510 sayılı yasının 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerli olup Kontrol Memuru Raporunun aksi ispat edilememiştir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda; davanın reddi gerekirken mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.