Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/4207 E. 2012/8837 K. 21.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4207
KARAR NO : 2012/8837
KARAR TARİHİ : 21.05.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, çalıştığı iş ve işyeri itibariyle itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğinin tespiti ile bu sürelerin sigortalılık süresine eklenmesine, 3600 gün şartının emeklilik esnasında nazara alınarak primlerin emeklilikte maaşına yansıtılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalılardan Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere ve bozmaya uygun bulunmasına göre davalı Kurumun tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine.
2-Davacı çalıştığı iş ve işyeri itibariyle itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğinin tespiti ile bu sürelerin sigortalılık süresine eklenmesine, 3600 gün şartının emeklilik esnasında nazara alınarak, primlerin emeklilikte maaşına yansıtılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak istemin kısmen kabulüyle; davacının davalı işyerinde toplam 5335 gün çalışmasının olup yararlanması gereken itibari hizmet gün sayısının 1334 gün olduğunun ve emeklilik işlemlerinin davalı Kurumca değerlendirilmesi gerektiğinin tespitine, gecikme tazminatı ve diğer konulardaki taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Somut olayda dava dilekçesinde, davacının itibari hizmet süresinden yararlanma isteminin yasal ve doğal sonucuna ilişkin konulara yer verilmiş olmasının davanın kısmen kabulünü gerektirmediği ve doğacak prim farkının davacı yararına hüküm altına alınması konusunda da bir istem bulunmadığı halde, davanın kısmen kabulüyle, yargılama gideri ve vekalet ücretinden davacının da sorumluluğunu gerektirir şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, kararın gerekçe kısmındaki açıklamadan maddi hataya dayalı olduğu anlaşılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümden silinerek yerine;
“1-Davanın Kabulüne;
Davacının davalı işyerinde 17.03.1992-19.02.2007 tarihleri arasında 5335 gün çalıştığı, yararlanması gereken itibari hizmet süresinin 1334 gün (3 yıl 8 ay 14 gün) olduğunun tespitine,
2-Davacının emeklilik işlemlerinin davalı Kurum tarafından nazara alınması gerektiğinin tespitine,
3-Gecikme tazminatı ve diğer konulardaki taleplerinin reddine,
4-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde geçerli olan A.A.Ü.T’ne göre 1.200,00 TL. avukatlık ücretinin davalı Kurum ve işveren şirketten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 543,24 TL yargılama giderinin davalı Kurum ve işveren şirketten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 28,40 TL harcın davalı işveren şirketten alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın mahsubu ile bakiye 5,30 TL harcın davalı işveren şirketten alınarak Hazineye gelir kaydına” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 21.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.