Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/3773 E. 2013/9197 K. 07.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3773
KARAR NO : 2013/9197
KARAR TARİHİ : 07.05.2013

Davacı, Kurum işleminin iptaliyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R
Dava, davacının yapmış olduğu doğum borçlanmalarının 5510 sayılı Yasanın 4-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi ve tahsise hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, 5510 sayılı Kanunun 41.maddesine göre doğum borçlanması talebinde bulunduğu tarihte Bağ-Kur sigortalısı olduğu için doğum borçlanması hizmetinin Bağ-Kur hizmeti olarak değerlendiren Kurum işlemine itibar edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, öncelikle 5510 sayılı Kanunun 41/1-a maddesi ile hukukumuzda ilk kez düzenlenen ve kısaca doğuma dayalı borçlanma olarak nitelendirilebilecek borçlanma hakkının kullanılması halinde borçlanılan sürelerin, aynı Yasanın 4. Maddesinde sayılan sigortalılık türlerinden hangisi kapsamında geçmiş sayılacağına ilişkindir 5510 sayılı Kanunun, “Sigortalıların borçlanabileceği süreler” başlıklı, 41/1-a maddesinde;
“Bu Kanuna göre sigortalı sayılanların; Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalı kadının, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunulan süreleri,… kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın % 32’si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılarak, borçlandırılan süreleri sigortalılıklarına sayılır…” hükmü, aynı maddenin 4. fıkrasında ise; ”Borçlanılan süreler, uzun vadeli sigorta ve genel sağlık sigortası bakımından;
a) Birinci fıkranın (a), (b), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentleri gereği borçlananlar, borçlandığı tarihteki 4 üncü maddenin birinci fıkrasının ilgili bendine göre,
B) (Değişik bend:13.02.2011 – 6111 S.K./30.mad) Birinci fıkranın (c) ve (ı) bentleri gereği borçlananlar, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendine, (i) bendine göre borçlananlar ise 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre, sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.” hükmü getirilmiştir. Kurum, 4. fıkranın a bendinin ifadesinden, 5510 sayılı Kanunun 4-a bendi kapsamındaki sigortalı kadının, doğum borçlanmasını yaptığı tarihteki, bulunduğu sigortalılık türünde geçmiş süreden sayılacağı yorumu ile dava konusu uyuşmazlık oluşmuştur.
Oysa ki; Sosyal güvenlik hukukunun özel ve kamusal niteliği itibarıyla ve 5510 sayılı Kanunda, 4/1-a maddesi kapsamındaki sigortalıların lehine olan 41/1. a düzenlemesinde, “a” bendinin ilk kısmında yer verilen borçlanma imkanı, çalışırken ücretsiz doğum, ya da, analık izni kullanılan sürelere ilişkindir ki bu, doğal olarak daha önce sigortalı olmayı gerektirdiği gibi, aynı bendin ikinci kısmındaki borçlanma imkanı ise doğrudan ve sadece 4 /1.a kapsamındaki sigortalı kadına tanınmış ve borçlanacağı süre (doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmayacağı süre) olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla bu imkandan yararlanabilmek için de, geçmişte hizmet akdine dayalı olarak zorunlu sigortalılık tescilinin yapılmış olması, aynı Kanunun 4-a bendi kapsamında sigortalı olması gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatları ile kabul edilmiştir. Borçlanma ile kazanılan sürelerin, doğumdan sonraki en fazla iki yıla ait olması, öncesinde aynı Kanunun 4/1-a kapsamında sigortalı olmak gerektiği şartları gözetildiğinde borçlanma ile kazanılan sürelerin, yine, 5510 sayılı Kanunun 4/1-a bendi kapsamında geçmiş sayılması, maddenin amacına ve kapsamına uygun olacaktır. Aksi halde, tüm sigortalılara yaygınlaştıran bir düzenleme niteliğinde olmayan bu hakkın başvuru şartları ile sonuçları birbirinden farklı ve çelişki oluşturacak şekilde olacağından, bu da çıkarlar dengesi ve adalet duygusuna aykırı olacaktır.
Somut olayda, davacının, doğum borçlanması yaparak kazandığı sürelerin, 5510 sayılı Yasanın 4/1-a bendi kapsamında sayılması ve tahsis koşullarının buna göre değerlendirilmesi gerekirken, madde metnine yanlış anlam verilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, temyiz harcının 07/05/2013 günü oybirliği ile karar verildi.