Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/3709 E. 2013/9867 K. 16.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3709
KARAR NO : 2013/9867
KARAR TARİHİ : 16.05.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, 1978-1981 yılları arasında bazı işverenler nezdinde geçen çalışmalarının kendisine ait sigorta sicil numarası üzerinden bildirilmesine rağmen, yanlış yazılan adının nüfus kayıtlarına uygun olarak düzeltilmesine, bu çalışmalarının kendisine ait olduğuna karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
Davacı adının … olmasına rağmen 1978-1981 tarihleri arasındaki bazı işverenler nezdinde geçen çalışmaların kendisine ait sigorta sicil numarası üzerinden bildirildiği halde adının …, …., … olarak geçtiğini ileri sürerek sigorta kayıtlarında bu isimlerle yapılan çalışmaların kendisine ait olduğunun tesbiti ile isim yanlışlıklarının düzeltilmesini talep etmiştir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının … oğlu 1.4.1965 doğumlu Malatya nufusuna kayıtlı … olduğu, ilk kez 20.3.1978 tarihinde … Bebe Çamaşırları Kollektif Şirketi ne ait iş yerinde işe girdiğini gösterir 20.3.1978 tarihli giriş bildirgesinin bulunduğu bu bildirgede davacının adının nufus kaydına uygun olarak … olarak yazıldığı ancak, 1978-1981 yılları arasında sigorta sicil numarasının 11814472 olmasına rağmen sigortalı adının bazen …, bazen …., bazen de … olarak geçtiği görülmüştür.
Bu tür aidiyet davaları kamu düzeni ile ilgili olduğundan mahkemece yapılan araştırmanın yanında çalışmaların başka bir sigortalıya ait olup olmadığı noktasında titizlikle inceleme yapılması ve toplanan delilerle hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak şekilde hizmetin gerçekte kime ait olduğunun saptanması gerekir.
Somut olayda; mahkemece 20.3.1978 tarihli giriş bildirgesi üzerinde imza incelemesi yapıldığı ve davacıya ait olmadığı, fotoğrafın ise davacıya ait olduğunun tespit edildiği, davacının ismi dışında bildirilen şahısların olup olmadığının ilgili Nüfus Müdürlüğünden araştırıldığı, ancak bu konuda zabıta araştırması yapılmadığı gibi dinlenen tanığın nizalı dönemin tamamında çalışmasının olmadığı, eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidildiği açıkça ortadadır.
Yapılacak iş; nizalı döneme ilişkin çalışmaların geçtiği dava dışı … Bebe Çamaşırları Kollektif Şirketi’ne ait dönem bordroları getirtilip, nizalı dönemin tamamında çalışmış tanıkların beyanlarına başvurulması, bordro tanığı yok veya beyanları yetersiz ise bu işyerlerine komşu işyeri çalışanları veya bunların işverenlerinin tanık ifadelerine başvurulmak suretiyle ve gerekirse zabıta araştırması yapılarak çalışmaların davacıya ait olup olmadıkları konusunda tüm deliller birlikte değerlendirilerek hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.