Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/3131 E. 2013/11098 K. 28.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3131
KARAR NO : 2013/11098
KARAR TARİHİ : 28.05.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, 01/05/1969-01/04/2007 tarihleri arasında bağlanması gereken ölüm aylığına mahsuben 5.000,00 TL tazminatın her bir aylığın ödenmesi gereken tarihten itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacıya 01/05/1969-01/04/2007 tarihleri arasında bağlanması gereken ölüm aylığına mahsuben 5000,00 TL tazminatın her bir aylığın ödenmesi gereken tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, istem hükümde belirtilen şekilde kabul edilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının eşi … Kıroğlu’nun 04/01/1959-24/01/1969 tarihleri arasında 10 yıl, 20 gün sigortalılık süresi ve 1246 gün prim ödeme gün sayısının bulunduğu, 24/01/1969 tarihinde vefat ettiği, davacının 02/04/1969 tarihinde ölüm aylığı talebinde bulunduğu, davalı Kurumun 26/12/1969 tarihli işlemi ile yıllık ortalama 123 gün prim ödendiğinden talebin reddedildiği, Kuruma eşi ve işverenleri tarafından ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalı primi olan 2752,77 TL’nin davacı ve çocuklarına geri ödendiği, davacının 20/10/2000 tarihli dilekçesi ile askerlik borçlanması yaparak ölüm aylığı bağlanmasını talep etmiş olup davalı Kurumun 04/12/2001 tarihli cevabi yazısında sehven sigortalının 781 gün sigortalılığının bulunduğunun bildirildiği, davacının 05/03/2007 tarihinde aldığı toptan ödemeyi ihya ettiği ve 01/04/2007 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasa’nın 66/C maddesinde toplam olarak 1800 gün veya en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş durumda olan ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanacağı bildirilmiş, anılan maddenin “en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinin her yılı için ortalama 180 gün” sözcükleri Anayasa Mahkemesinin 18/10/2006 tarihinde yürürlüğe giren 2001/479 Esas, 2005/1 Karar sayılı 6.1.2005 tarihli kararı ile iptal edilmiş, 506 sayılı Yasa’nın 60/C maddesi 12/12/2006 tarihli 5561 sayılı
Yasa’nın 1. maddesi ile değiştirilerek 5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinde en az 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalıları primi ödemiş durumda ölen sigortalının hak sahibi kimselerine ölüm aylığı bağlanacağı bildirilmiş, 5561 sayılı Yasa’nın 3. maddesi ile 506 sayılı Yasa’ya eklenen Geçici 93. maddesinde ise bu Kanunun 66 ncı maddesinin (c) bendi ile 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun 26 ncı maddesinin (a) bendinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce bu değişiklikle öngörülen şartları yerine getiren sigortalının hak sahiplerinin aylıkları bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ödeme dönemi başından geçerli olmak üzere başlatılacağı bildirilmiş, 5561 sayılı Yasa 18/10/2006 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir. 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 32/2-a maddesinde ise en az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya Yasa’nın 4. maddesinin 1/a bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanacağı şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Öte yandan, 506 sayılı Yasanın 99.maddesinde “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir ve aylıklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar. Bu durumda olanların gelir ve aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden aybaşından itibaren başlar. İş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından kazanılan diğer haklar ile hastalık ve analık sigortalarından … haklar ise, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse düşer. Geçici iş göremezlik ödeneğini veya herhangi bir döneme ilişkin gelir veya aylığını beş yıl içinde almayanların, söz konusu ödenek, gelir veya aylıkları ödenmez.” denilmiştir.
Somut olayda mahkemece, 18/08/2011 tarihli bilirkişi raporuna dayanılarak davacının 20/10/2000 tarihli başvurusu üzerine işlemi gerçekleştirmeyen Kurumun hatalı işlemi bulunduğundan 20/10/2000-01/05/2007 arasındaki alması gereken aylıklar hesaplanmış ise de, 506 sayılı Yasanın 66/C maddesinin “en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinin her yılı için ortalama 180 gün” sözcükleri Anayasa Mahkemesinin 18/10/2006 tarihinde yürürlüğe giren 2001/479 Esas, 2005/1 Karar sayılı 06/01/2005 tarihli kararı ile iptal edilmeden önceki dönem yönünden davacının eşinin sigortalılık süresinin her yılı için ortalama 180 gün sigortalılık süresi bulunmamaktadır. Davacı ilk defa 02/04/1969 tarihinde ölüm aylığı talebinde bulunmuş olup bu tarihte ölüm aylığı şartlarını taşımadığı açıktır. Kuruma eşi ve işverenleri tarafından ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalı primi olan 2752,77 TL’nin davacı ve çocuklarına geri ödenmiş olup, davacı ihya işlemini 05/03/2007 tarihinde gerçekleştirmiştir. Bu tarihler arasında davacının ölüm aylığı talebi olmadığından 506 sayılı Yasa’nın 99. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.