YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2915
KARAR NO : 2013/8820
KARAR TARİHİ : 02.05.2013
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen prim borcuna ilişkin ödeme emrinin üst düzey yönetici olmadığından iptalini talep etmiştir.
Davacının, Sercem Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.’nin üst düzey yöneticisi olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmişse de bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 21.9.2007 tarihinde 3 yıllığına … Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.yönetim kurulu başkanvekili olarak seçildiği, yönetim kurulu başkanının şirketi mali ve idari açıdan temsile tek yetkili kişisi olduğuna karar verildiği, ödeme emri içeriğinden ise Kurum alacağının 2008/2-2009/2 dönemine ait olduğu görülmektedir.
Davanın yasal dayanağını 506 sayılı Yasanın 80/13. maddesi ve 5510 sayılı Yasanın 88/20. maddeleri oluşturmaktadır. 506 sayılı Yasanın 80/13. maddesi hükmüne göre tüzel kişiliği haiz bir özel kuruluşta görev yapan bir kişinin – primlerin ödenmesinden işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olabilmesi için, primlerin tahakkuk ve ödemesinde yetkili üst düzey yöneticisi olması zorunludur. Öte yandan, Türk Ticaret Kanunu’nun 317. maddesi uyarınca bir anonim şirketin temsil ve yönetimi aynı zamanda karar organı olarak yetkili yönetim kurulunca yerine getirilmektedir. Her iki hüküm birlikte değerlendirilmesi durumunda bu anonim şirket yönünden primlerin ödenmesinde, sorumlu üst düzey yöneticiden söz edebilmek için bu kimsenin yönetim kurulunda başkan veya başkan yardımcısı gibi unvan taşıması veya imza yetkisine sahip üye olması veya şirketin yönetiminde parasal konularda yetkili genel müdür, finansman veya muhasebe müdürü gibi üst düzeyde sorumluluk taşıyan görevli olması gerekir. Bunun dışında kalan ve şirketin, idari ve mali işlerinde doğrudan söz sahibi veya yetkili olmayan karar organında yer almayan kişilerin işverenle müşterek sorumluluğu düşünülemez. Şirkette görevli bir kimsenin belli konularda imza sahibi olması da bu zorunluluğu ortadan kaldırmaz.
1.7.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 88/20 maddesi ise, Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı hükmünü düzenlemiş olup, 506 sayılı Yasanın 80/13. maddesinde belirtilen şekilde yetkilere sahip olma şartını kaldırmıştır.
Somut olayda,mevcut yasal düzenlemelere göre değerlendirme yapılmadığı ortadadır.
Mahkemece yapılacak iş; davacının ödeme emrine esas 2008/2-2008/6 dönemine ait borçtan sorumlu olmadığının kabulü ile, takibin bu dönemler yönünden iptaline 2008/7’nci … itibaren prim borcundan sorumlu olduğunun kabulü ile bu dönem yönünden davanın reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hatalı değerlendirme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.