Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/24338 E. 2013/6825 K. 08.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/24338
KARAR NO : 2013/6825
KARAR TARİHİ : 08.04.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, ilk tescil tarihinden itibaren Tarım … sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/12/1986 tarihinden itibaren muhtarlık yaptığı 26/03/1989-26/03/1994 tarihleri arası dışlanarak kalan sürede tarım … sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık tarım … sigortalısı olan davacının muhtar seçilmesi nedeniyle sigortalılığının kesilip kesilmeyeceği ve muhtarlık görevinin bitiminden sonra ise, tarım … sigortalılığının devam edip etmeyeceği noktasında çıkmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının tarımsal faaliyeti nedeniyle 01/12/1986 tarihinde tarım … sigortalısı olarak tescil edildiği , muhtar seçilmesi nedeniyle 25/03/1989 tarihinde terkin edilerek, 26/03/1989 tarihinde 1479 sayılı esnaf … sigortalılığına tescil edildiği, muhtarlık görevinin bitmesi üzerine 26/03/1994 tarihihi itibariyle esnaf … sigortalılığınında terkin edildiği, talebine istinaden 15/03/2011 tarihinde tekrar tarım … sigortalısı olarak tescil edildiği, 24/09/2002 tarihinde ziraat odası kaydının başladığı, adına kayıtlı 2001 edinme tarihli 65 dekar tarla ve bahçe bulunduğu, zabıta araştırmasında tarımla uğraştığının tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesine göre ” sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye ve muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, … kooperatifleri ve Birliği … Fabrikaları Anonim Şirketi kayıtları esas alınır.”
Öte yandan, 2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasası’nın 4/1.maddesine göre köy ve mahalle muhtarlarından bir Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı olmayanların 1479 sayılı Yasa kapsamına alıncağı düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı tarımsal faaliyeti nedeniyle 01/12/1986 tarihinde tarım … sigortalısı olarak tescil edilmiştir. 2108 sayılı Yasanın 4. maddesine göre muhtar seçilen bir şahsın önceden gelen bir sigortalılığı yoksa 1479 sayılı Yasa kapsamına alıncağı belirtilmektedir. Bu nedenle muhtar seçilen davacının önceden gelen sigortalılığı olduğu için 1479 sayılı esnaf … sigortalılığına tescil edilmemesi gerekirdi. Dolayısıyla davacının 2108 sayılı Yasanın 4. maddesi gereği muhtar seçilmesine rağmen tarım … sigortalılığının kesintisiz bir şekilde devam edeceği ortadadır. Ancak davacı, Kurum tarafından muhtar seçilmesi nedeniyle 1479 sayılı Yasa kapsamında tescil edilip, sigortalı olarak kabul edilmiş ve bu sigortalılığın iptali konusunda herhengi bir talep olmadığından bozma sebebi sayılmamıştır. Ayrıca taraflar arasındaki uyuşmazlık 26/03/1994-15/03/2011 tarihleri arasında çıkmaktadır.
Uyuşmazlık konusu döneme gelince, mahkemenin, davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu göz önünde bulundurarak öncelikle nizalı dönemde 2926 sayılı Yasanın 10. maddesinde belirtilen kayıtların olup olmadığını söz konusu kuruluşlardan, davacının kayıtlarda gözüken arazilerinin ziraate elverişli olup olmadığını, elverişli ise kullanıp kullanmadığını, herhangi bir kurum yada kuruluşa ürün teslim edip etmediğini, zirai kredi kullanıp kullanmadığını, il ve ilçe tarım müdürlüklerine kayıtlı olup olmadığını, destekleme yardımı alıp almadığını araştırmak, dönemin köy muhtarı ve azalar ile yeterli bilgi ve görgüye sahip kişileri tanık olarak dinlemek, ayrıca zabıta tahkikatı ile de ayrıntılı araştırma yaptıktan sonra diğer bütün delillerle birlikte, yukarıda 2108 sayılı Yasanın 4. maddesiyle ilgili yapılan açıklamalarda dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yeterli araştırma yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 08/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.