Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/24178 E. 2014/1114 K. 23.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/24178
KARAR NO : 2014/1114
KARAR TARİHİ : 23.01.2014

MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/10/2012
NUMARASI : 2006/213-2012/750

Davacı, emekli aylıklarının ve sağlık karnesini iptal eden Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ….tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının yaşlılık aylığını iptal eden Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulü ile davalı kurumun davacı hakkında hizmetlerinin, emekli aylıklarının ve sağlık karnesinin iptali yolundaki 04.10.2005 tarih ve 50464 Tah. Sayılı işleminin iptaline karar verilmiştir.
Her uyuşmazlığın, dayandığı işlem veya olayların meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasal kurallara göre çözümlenmesi gerekeceği ilkesinden hareketle yasal koşulların ayrı ayrı ele alınarak Bağ Kur’luluk statüsünün ortaya konması gerekir. 1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 4.5.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 03/12/1999 varide tarihli giriş bildirgesi ile 01/01/0981 tarihinde başlayan oda kaydı ve 24/09/1999 tarihinde başlayan esnaf sicil kaydı gereğince 22/03/1985 tarihi itibariyle davacının sigortalılığının başlatıldığı, davacının 02/08/2000 tarihinde yaşlılık aylığı talebinde bulunmasından sonra 22/03/1985-02/08/2000 tarihleri arasında devam eden 5530 gün Bağ- Kur sigortalılığına göre 01/09/2000 tarihi itibariyle davacıya yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının vergi kaydının bulunmadığı, 01/01/1981-17/10/2001 tarihleri arasında Seyyar Satıcılar İşportacılar Manavlar ve Pazarcılar Odasında kaydının bulunduğu, 24/09/1999-19/10/2001 tarihleri arasında Esnaf Sicil Kaydının bulunduğu, müfettiş raporunun davacıya ilişkin bölümünde: M..D..adına düzenlenen giriş bildirgesinin 03.12.1999 tarih ve 39581 sayı ile kurum kayıtlarına girmesi üzerine 22.03.1985 tarihi itibariyle Bağ-Kur’a kayıt ve tescil edildiğinin, aynı tarihteki sigortalılık belgesinde vergi kaydına rastlanılmadığının, esnaf sicil kaydının 24.09.1999 tarihinde başladığının Seyyar Satıcılar Odasında 142 üye numarasıyla 01.01.1981 tarihinde üyelik kaydının yapıldığının, M.. D.. 02.12.2002 tarihli ifadesinde eski oda Başkanı S.. Ö.. tanıdığını, belirli miktar aidat ödemek koşuluyla kendisinin Seyyar Satıcılar Odasına geriye yönelik kaydının yapılarak Bağ-Kur’a tabi hizmet süresi kazandırabileceğinin söylendiğini beyan ettiğini, meslek kuruluşu kaydının Diyarbakır 1. noterliğince 25.11.1986 tarih ve 49172 (yevmiye numarası ile) onaylanan fakat daha sonra iç sayfaları sökülerek yerine başka sayfalar ilave edilmek suretiyle orjinalliği bozulan yeni üye kayıt defterinin ilave edilen sayfasında üyelik kaydının bulunduğunun göründüğünün, ancak oda eski üye kayıt defterinin müfettişliğe ibraz edilmemesi nedeniyle yeni üye kayıt defterindeki söz konusu üyelik kaydının doğruluğunun teyit edilemediğinin, oda başkanlığınca her üye için ayrı ayrı şahıs dosyası düzenlenmediğinden odaya aidat ödenip ödenmediğinin belirlenemediğinin, bu hususta Münir DÜNDERER’in odaya aidat ödediğine dair makbuz gösteremediğinin, ayrıca; Diyarbakır Esnaf Sanatkarlar Birliği ile Diyarbakır Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğünce 1996 yılı ve öncesi için hazirun listelerinin ibraz edilemediğinin, dolaysıyla bu tarihler itibariyle adı geçenin hazirun listelerinde hazirun listelerinde isminin bulunup bulunmadığı belirlenemediğinin, bu nedenle M.. D… Bağ-Kur’a tabi sigortalılık sürelerinin esnaf sicil kayıt tarihi olan 24.09.1999 tarihine çekilmesi gerektiğinin, dolayısıyla odaya yapılan usulsüz üye kaydına istinaden Bağ-Kur’a tabi olarak kazanılan yersiz hizmet sürelerinin (22.03.1985-24.09.1999) ve yaşlılık aylığının iptal edilmesi gerektiğinin mütalaa edildiği, Kurum tarafından müfettiş raporu doğrultusunda işlem yapıldığı, Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/254 Esas Sayılı Dosyasında aralarında davacının da bulunduğu sanıklar hakkında Kamu Kuruluşunu Dolardınmak ve Sahte Resmi Evrak Tanzim Edip Kullunmak suçundan dolayı dava açıldığı ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının geçerli bir oda kaydı bulunmadığından bu dönemde sigortalılık şartlarını taşımadığı açıktır.
Ancak davalı Kurum’un geçmişe yönelik (uyuşmazlık konusu dönemi de kapsar şekilde) prim tahsil etmesi ve uzun süre bu primleri kullanması, davacıyı tescil edip sigortalılığı konusunda umut verdikten sonra davacının sigortalılığını iptal etmesi Medeni Kanun’un 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacaktır. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.10.1997 gün ve E: 1997/10-578, K: 1997/758; 24.09.2003 gün ve 2003/10-489, 2003/490 sayılı kararı da bu doğrultudadır.
Ne var ki; kimse kendi hilesinden istifade edemeyeceğinden bu kuralın uygulanabilmesi için usulsüz oda kaydının davacının da katılımının bulunduğu muvazaalı bir işlem sonucu oluşturulmaması gereklidir.
Dosyada bulunan müfettiş raporunda bulunan davacının ifadesinden sonradan sigortalılık kazanmaya yönelik işlem yapıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı sigortalı olmasını gerektirecek çalışmalarını da ispatlayamamıştır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda; davanın reddi gerekirken mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.