Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/23482 E. 2014/1913 K. 11.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/23482
KARAR NO : 2014/1913
KARAR TARİHİ : 11.02.2014

MAHKEMESİ : İzmir 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/12/2012
NUMARASI : 2011/746-2012/810

Davacı, ilk prim kesintisinin yapıldığı aybaşından itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitiyle 21/06/2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi …. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının ilk tevkifat tarihini takip eden aybaşından itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 21.06.2011 tarihinde yaşlık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının 01/05/1994 -03/11/2008 tarihleri arasında ve 21/04/2011 tarihinden itibaren 2926 sayılı yasaya göre sigortalı olduğunun tespiti ile 01/08/2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacıya ait 30.04.1994 tarihli makbuzdan 1164,53TL prim kesintisinin yapıldığı, 02.09.2008 tarihli Bağ-Kur giriş bildirgesi ile Kurum’ca davacının 01.05.1994 tarihi itibariyle Tarım Bağ-Kur sigortalılık tescilinin yapıldığı, ilk tevkifattan sonra ilk kez 2008,2009,2011 yıllarının bazı aylarında prim ödemelerinde bulunulduğu, davacının 06.07.2011 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, Kurum’ca tevkifat makbuzuna rastlanmaması ve oda kaydının da bulunmaması nedeniyle tescil edilen sigotalılığın başlangıç tarihi itibariyle iptal edilerek tahsis talebinin reddolunduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davalarında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması yada ürün tesliminin olması tek başına davanın kabulü için yeterli değildir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti için öncelikle bir prim kesintisinin (tevkifat) bulunması gerekir. Yine bu prim kesintisini (tevkifatı) takip eden yıllarda, tarımsal faaliyete ilişkin olarak, hangi tarımsal ürünlerin yetiştirildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği, bu ürünlerden prim kesintisinin yapılıp yapılmadığı gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir.
Öte yandan ilk prim kesintisini izleyen yıllarda, prim kesintisi (tevkifat) veya ürün tesliminin bir iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilip, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtildiği gibi Tarım Bağ-Kur sigortalılık tespiti için esas olan prim kesintisi veya ürün tesliminin yani tarımsal faaliyetin sürekli olmasıdır. Sonradan ödenen primlerle sigortalılık hakkı kazanılamaz.
Somut olayda; 30.04.1994 tarihli prim kesintisi dışında başkaca prim kesintinin olmaması ve bu tevkifatı takip eden yıllarda herhangi bir ürün teslimatının bulunmaması nedeniyle 01.05.1994-31.12.1994 tarih aralığı dışında sigortalılık tespitine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; davacının 01.05.1994-31.12.1994 tarih aralığında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine ve aylık koşullarının da buna göre değerlendirilerek sonucuna göe karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.