Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/23406 E. 2013/24690 K. 24.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/23406
KARAR NO : 2013/24690
KARAR TARİHİ : 24.12.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 06/09/2006-30/04/2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının tüm davalıların ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 06.09.2006 – 30.04.2008 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davacının, davalı işyerinde 06.09.2006 – 05.05.2007 tarihleri arasında toplam 107 gün çalıştığı, bu çalışmanın 50 gününün kuruma bildirildiği, 2006 yılının Ekim ayında 30 gün, 2006 yılının Kasım ayında 27 gün olmak üzere toplam 57 gününün ise bildirilmediğinin tespitine, yine davacının 03.10.2007 – 30.04.2008 tarihleri arasında davalıya ait aynı işyerinde, 209 gün çalıştığı, bu çalışmalarının 190 gününün kuruma bildirildiği, 2007 yılının Ekim ayında 19 gününün bildirilmediğinin tespitine, karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile yanlış değerlendirme sonucu gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; … sicil numaralı davalı işyerinin 01.08.2004 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı, davalı işyerinden 10.11.2006 ve 03.10.2007 tarihlerinde davacı adına işe giriş bildirgesinin verildiği, 06.09.2006 – 22.09.2006, 10.11.2006 – 05.05.2007 ve 03.10.2007 – 30.04.2008 tarihleri arasındaki çalışmalarının Kuruma bildirildiği, bildirilen dönemlere ilişkin ücret bordrolarının olduğu, davacı vekilinin bu bordrolardaki imzanın davacıya ait olduğunu belirttiği, davacı tanıklarından …’un beyanında; 2006 yılı Ekim ayında davalı işyerinde işe başladığını, kendisi işe başladığında davacının ayrılmış olduğunu, davacının yerine aşçı olarak çalıştığını, 2006 Kasım ayında davacıyı tekrar çağırdıklarını, kendisinin ise üretim kısmına geçtiğini belirttiği anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Gerçekten davacının, işyerindeki bir kısım çalışmaları aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. İmzalı bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde otuz günün altında geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise, eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Davalı işveren tarafından ibraz edilen ücret bordrolarındaki imzanın davacının eli ürünü olduğunun davacı vekili tarafından beyan edilmesi karşısında bu aylar yönünden 30 güne tamamlayacak şekilde çalışmaya hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Ayrıca, davacı tanıklarından …’un; 2006 yılı Ekim ayında davalı işyerinde işe başladığını, kendisi işe başladığında davacının ayrılmış olduğunu, davacının yerine aşçı olarak çalıştığını, 2006 Kasım ayında davacıyı tekrar çağırdıklarını, kendisinin ise üretim kısmına geçtiği şeklindeki net beyanına rağmen davacının 2006 yılı Ekim ayında 30 gün çalıştığı şeklindeki hüküm ile davacının 2007 yılı Ekim ayında 29 gün çalışmasının bildirildiği, hizmet cetveli, dönem bordrosu ve imzalı ücret bordrosu ile sabit olmasına rağmen 30 günü aşacak şekilde 19 gün çalıştığı şeklindeki hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Yapılacak iş; dosyada mevcut imzalı işe giriş bildirgeleri ve ücret bordroları ile tanık beyanları karşısında davanın reddine karar vermekten ibarettir
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde taraflardan …’ne iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 24/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.