YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2276
KARAR NO : 2013/9322
KARAR TARİHİ : 09.05.2013
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davacının yönetim kurulu üyesi olduğu, … … Özel Eğitim Kurumu Yat ve İşl.A.Ş.’nin prim borçları nedeniyle 25/02/2011 gün ve 2007/12433 -12434 ile 2007/14922-14923 takip sayılı dosyadan gönderilen ödeme emrinin ve takibin iptali ile davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının ödeme emrine konu prim borcunun ait olduğu dönemde yönetim kurulu üyesi olduğu sabit olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 2005 ve 2006 yıllarında şirketin yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, atamanın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edildiği, dava konusu borcun 2005/9.ay ila 2006/11.ay dönemi arasındaki prim, işsizlik sigortası borçları ile gecikme zammından oluştuğu, 2007/12433 -12434 ile 2007/14922-14923 takip sayılı dosyalarında takip edilen Kurum alacağı ile ilgili davacıya gönderilen ödeme emirlerinin 08.04.2011 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 14.04.2011 tarihinde, süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 80/5, 80/12 ve 6183 sayılı Yasa’nın 58. maddeleri ile İİK’nun 72. maddesidir. 506 sayılı Yasa’nın 80/5.maddesine göre “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Yasa’nın uygulanmasında Maliye Bakanlığı, diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır. 506 sayılı Yasa’nın 80/12. maddesinde, sigorta primlerini haklı bir neden olmaksızın yasal süresi içinde ödemeyen özel hukuk tüzel kişilerinin üst düzey yönetici ve yetkililerin Kurum’a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür. 6183 sayılı Yasa’nın 58/1. maddesine göre ise, “ Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabilir.
Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ile öğretide kabul edildiği üzere “üst düzey yönetici” kavramından anlaşılan şirketin mali ve idari konularında tek başına … ve tasarruf yetkisine sahip özel şekilde kendisine yetki verilen kişidir. Türk Ticaret Kanunu’nun 317. maddesine göre anonim şirketlerde şirketi yönetmek ve temsil etmek yönetim kuruluna aittir. Anonim şirkette primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu üst yönetici ve yetkiliden söz edebilmek için primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması gerekir. Ödeme emrinin iptali istemine ilşkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir.
Somut olayda, dava konusu borcun 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önceki döneme ilişkin olduğu, 506 sayılı Kanunun ilgili maddelerinin olaya uygulanması gerektiği, davacının borçlu şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu, yönetim kurulu başkanı veya vekili ya da şirketi temsil ve ilzam yetkisine sahip kişilerden olup olmadığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; borçlu şirketin yönetim kurulu üyesi olan davacının, yönetim kurulu başkanı veya vekili ya da şirketi temsil ve ilzam yetkisine sahip kişilerden olup olmadığını araştırmak, bahsedilen şekilde yetkili kişilerden olduğunun tespiti halinde şimdiki gibi davanın reddine, aksi halde kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
09.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.