Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/2271 E. 2013/9335 K. 09.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2271
KARAR NO : 2013/9335
KARAR TARİHİ : 09.05.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R

Dava, davacının 01.01.2007-30.09.2009 tarihleri arasında davalılara ait ticari takside aylık 1.500,00.-TL ücretle geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece 01.02.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya başlayan davacının, ihtilaflı dönemle çakışan sürelerde Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek çalışmasına devam etmesi gerektiği, Sosyal Güvenlik Destek Primi ödenmiş sürelerin sigortalılık süresinden sayılamayacağı ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin de uygulanamayacağı ve iş bu dava ile talep ettiği hizmetin yaşlılık aylığına yansıtılamayacağı da düşünüldüğünde bu tür bir tespiti davası açmasında hukuki yararı bulunmadığından ve davalılar … ve … … Otomotiv …Alüminyum … Doğrama San.Tic.Ltd.Şti.nin, işveren sıfatıyla hukuksal bağıtının ve davalı sıfatının yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
1982 Anayasa’sının 12.maddesine göre “herkes kişiliğine bağlı dokunulamaz devir edilemez vazgeçilemez … hak ve hürriyetlere sahiptir,” 60.maddede ise “herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir” hükmüne yer verilmiştir. Bu iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı, dokunulamaz ve feragat edilemez bir hak olduğu tartışmasızdır. 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesinde de bu ilke aynen benimsenerek, çalışanların işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olduğu, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği, sözleşmelere sosyal sigorta yardım ve yükümlülüklerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulamayacağı belirtilmiştir. Bu haliyle sigortalı olmak kişi bakımından hem bir hak, hem de yükümlülüktür. Anılan yasal düzenlemeler karşısında davacının, SGK’na bildirilmemiş hizmet aktine tabi çalışmaları var ise, bunun tespitinde hukuksal yararının bulunduğu açıktır.
Öte yandan davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Taraf ehliyeti dava şartlarından olup yargılamanın her safhasında re’sen gözönünde tutulması gerekir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının trafik sicilinde davalı … adına kayıtlı ancak plakasının kullanım hakkı aralarındaki sözleşme ile dava dışı … …’a devredilen … plaka numaralı taksi işletmeciliği işyerinde geçen çalışmalarının tespitini talep ettiği, dava dışı … …’ın da davalı … … Otomotiv …Alüminyum … Doğrama San.Tic.Ltd.Şti.nin ortaklarından olduğu anlaşılmaktadır.
Hizmet tespiti davalarında, davacının tespitini istediği çalışmanın geçtiği işyerinin sahibi olan gerçek ya da tüzelkişi işveren, … ile zorunlu dava arkadaşıdır. Hal böyle olunca yapılacak iş, mahkemece davacının davaya konu çalışmalarının tespitinde hukuki yararının bulunduğu esas alınarak, davacıya … …’ı davaya dahil etmesi için süre vermek, işverenin gösterdiği delilleri toplamak, tüm deliller birlikte değerlendirmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.