Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/22439 E. 2014/346 K. 16.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/22439
KARAR NO : 2014/346
KARAR TARİHİ : 16.01.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/06/2012
NUMARASI : 2011/201-2012/544

Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi …. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 01/07/2005-01/03/2010 tarihleri arasında davalı işverenlere ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, açılan davanın 11/04/2012 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen süre ve miktarlar doğrultusunda kabulüne, bu itibarla; davacının tespiti mümkün sürelerinin 1.7.2005-31.12.2005 arası 180 gün günlük 16.29.YTL, 1.1.2006-31.12.2006 arası 360 gün günlük 17.70.YTL, 1.1.2007-31.6.2007 arası 180 gün,günlük 18,75TL, 1.7.2007-31.12.2007 arası 180 gün günlük 19.50.TL, 1.1.2008-31.6.2008 arası 180 gün günlük 20.28.TL, 1.7.2008-24.9.2008 arası 84 gün günlük 21.29.TL ücretle olacağının tespitine karar verilmiştir.
Bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) veya bir hakkın elde edilmesi amacıyla kime karşı dava edileceği (o davada davalı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının veya davalısının o dava yönünden davacı veya davalı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir.
O halde, dava konusu şey üzerinde kim veya kimler hak sahibi ise, davayı da bu kişi veya kişilerin açması gerekir. Davayı açabilmek için gerekli sıfat, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye aittir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir.
Mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemez; dava, sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir.
Görüldüğü üzere, taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def’i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir.
Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu’nun 23.06.2004 gün ve 2004/4-371 E. 2004/375 K.; 18.04.2007 gün ve 2007/5-233 E., 2007/221 K.; 04.03.2009 gün ve 2009/10-34 E. 2009/104 K.; 04.11.2009 gün ve 2009/2-402 E., 2009/484 K.; 03.02.2010 gün ve 2010/4-4 E., 4 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının çalıştığını iddia ettiği işhanı ile ilgili bir yönetim oluşturulmadığı, işhanında bulunan büroların son maliklerinin M.. H.. Y.. ve …… Nakliyat Taşımacılık Gıda San ve Dış Tic Ltd Şti olduğu, bu kişilerin büroları 2010 yılında satın aldıkları, davalı gösterilen işverenlerin işhanında bulunan büroların daha önceki malikleri olduğu ancak dava konusu edilen dönem içerisinde davalı işverenlerden başka maliklerin de bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; dava konusu edilen dönem içerisinde işhanında malik olan bütün kişileri tespit edip davaya dahil etmek ve toplanan delillerin sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın husumetin bütün maliklere yöneltilmesi sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 16/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.