Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/22088 E. 2014/348 K. 16.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/22088
KARAR NO : 2014/348
KARAR TARİHİ : 16.01.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2012
NUMARASI : 2012/149-2012/586

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine, işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ……tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 13/11/2000-11/02/2006 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile; davacının davalı şirket nezdinde davalı işyerinde sigorta kapsamına girecek şekilde; 13/11/2000-31/03/2001 arası 137 gün günlük 5.00 TL, 01/04/2001-31/12/2001 arası 270 gün günlük 7.00 TL, 01/01/2002-31/03/2002 arası 90 gün günlük 7.40 TL, 01/04/2002-30/06/2002 arası 90 gün günlük 9.26 TL, 01/07/2002- 31/03/2003 arası 270 gün günlük 10.91 TL, 01/04/2003-30/06/2003 arası 90 gün günlük 13.10 TL, 01/07/2003-01/01/2004 arası 180 gün günlük 15.26 TL, 01/01/2004-30/06/2004 arası 180 gün günlük 18.32 TL, 01/07/2004-31/12/2004 arası 180 gün günlük 14.80 TL, 01/01/2005-31/12/2005 arası 360 gün günlük 16,29 TL, 01/01/2006-11/02/2006 arası 41 gün günlük 17.70 TL gün ve ücretle (tespit edilen sürelerdeki para birimi olan Türk Lirası karşılığı üzerinden) çalışmalarının tespitine, bu çalışmaların diger sigortalı hizmetlerine eklenmesine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının dava konusu edilen dönem içinde davalı veya başka bir işyerinden hizmet bildiriminin yapılmadığı, dönem bordrolarının getirtildiği, ücret bordrolarının olmadığı, davacı tanıklarının beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca, dava bir kez müracaata kalmış olup davanın yenilenmesinden sonra yenileme dilekçesi davalı şirket vekiline gönderilmiş olup vekil tarafından aralarındaki vekalet ilişkisinin sona erdiği bildirilerek tebligat iade edilmiştir ve davalı şirkete tekrar tebligat çıkartılmamıştır. Davalı şirket duruşmalara katılmamış olup dosyanın karara bağlanmasından sonra vekili aracılığıyla kararı temyiz etmiştir. Bu durumda, yenileme dilekçesi davalı şirkete tebliğ edilmeyip davalı şirketin davadan haberdar edilmemesi ile davalının savunma hakkı kısıtlanmış olmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Yapılacak iş, dosya içerisinde bulunan dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, yenileme dilekçesinin davalı şirkete tebliğ edilmemesi ile savunma hakkı kısıtlanmış olduğundan davalı şirketin de delillerini toplamak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekili ile davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ….. Kuyumculuk San.Ve Tic.Ltd.Şti.’ne iadesine, 16/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.