Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/21973 E. 2014/1490 K. 30.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/21973
KARAR NO : 2014/1490
KARAR TARİHİ : 30.01.2014

MAHKEMESİ : Trabzon 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/10/2012
NUMARASI : 2011/854-2012/766

Davacı, kesilen yaşlılık aylıklarının aylık kesim tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ….. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının kesilen yaşlılık aylıklarının, aylık kesim tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı SGK’dan tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile; 4.100,97 TL’nin 500,00 TL’sinin 15.06.2011 dava tarihinden, geri kalan; 3.600,97 TL’sinin 17.05.2012 ıslah tarihinden itibaren yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Somut olayda, davacının Trabzon Belediyesi’nde kütüphane görevlisi olarak çalışırken 04.02.2010 tarihinde kıdem ve ihbar tazminatları ödenerek iş akdinin sona erdirildiği, işsiz kalan davacının başvurusu üzerine kendisine 15.02.2010 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra feshin iptali ve işe iadesine dair açtığı davanın lehine sonuçlandığı ve kesinleşen yargı kararı gereği işe iadesi için işverenliğe müracaat etmesine rağmen, işe başlatılmadığı, boşta geçen 4 aylık ücretinin davacıya ödendiği, bunun üzerine işveren tarafından davacı adına aylık başlangıç tarihi itibariyle 4 aylık süreye ait tüm sigorta kollarına tabi hizmet belgesi verildiği, diğer bir anlatımla yaşlılık aylığı bağlanmasından sonra 2010/2, 3, 4 ve 5. aylara ilişkin olarak işe iade kararı ve işe başlatılmamaya bağlı olarak ücretleri ödenerek bu süreye denk gelen sigorta primlerinin de davalı kuruma yatırıldığı; davalı SGK’nca mülga 506 sayılı Yasa’nın 62. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 28. maddesi gereği işten ayrılma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle yaşlılık aylığı tahsisinin iptal edildiği görülmektedir.
Uyuşmazlık, iş akdi sona erdirilen ve bu nedenle açılan işe iade ve feshin iptali davasının davacıya yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra lehine sonuçlanması üzerine 4 aylık ücretinin ödenmesi ve bu 4 aylık döneme ait sigorta primlerinin de yatırılması nedeniyle SGK’nca anılan döneme ait yaşlılık aylıklarının kesilmesi işleminin yerinde olup olmadığına ilişkindir.
Bu konuda sağlıklı bir sonuca varabilmek için öncelikle yaşlılık aylığı almaya ilişkin koşulların irdelenmesi gerekmektedir. 5510 sayılı kanun ve mülga 506 sayılı kanunun yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin hükümlerine bakıldığında bu koşulların;belirli bir yaşın doldurulması ve prim ödeme gün sayısının tamamlanması; işten ayrılınması ve sigortalının kuruma başvuruda bulunması olduğu anlaşılmaktadır. Kurum bu koşulların tamamlandığı gerekçesi ile yaşlılık aylığı bağlanması için yapılan başvuruyu kabul ederek davacıya aylık bağlamıştır. Öte yandan 4857 sayılı İş Kanun’un “Geçersiz Sebeple Yapılan Feshin Sonuçları” başlıklı 21’inci maddesi hükmü uyarınca; işverenlerce geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçersizliği mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işverenin işçiyi bir ay içerisinde işe başlatması gerekmektedir. İşçinin kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvurusuna rağmen işe başlatılmaz ise işveren tarafından işçiye;
– Mahkeme veya özel hakem tarafından belirlenecek en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat,
– Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödenmesi gerekmektedir.
Boşta geçen süre içerisinde, iş ilişkisinin devam edip etmediği belirsizdir. Mahkemenin iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespitine ilişkin kesinleşmiş kararı üzerine davacının iş akdi hiç feshedilmemiş gibi hüküm doğurmaktadır. Başka bir ifadeyle işverenin feshi, mahkemece verilen feshin geçersizliği kararı ile birlikte hükümsüz (geçersiz) hale gelmiştir. Açık bir anlatımla fesih hiç yokmuş gibi iş akdi geçerli olarak devam etmekte ve hukuken geçerli sayılmaktadır. Bu bağlamda iş sözleşmesi, işveren tarafından bir aylık süre içinde işe başlatılmadığı zamana kadar aralıksız devam etmektedir. İşveren işçiye çalıştırılmadığı bu süre için, görülmesi gereken işin ifasının karşılığını ödemek zorundadır. İşçinin, feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine karar verilmesi halinde, boşta geçen en çok dört aya kadar olan süre işçinin kıdeminin ve yıllık ücretli izin alacağının hesabında dikkate alındığı gibi, boşta geçen süre ücreti ödemesinden sigorta primi de kesilecektir. Nitekim Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin E. 2007/29283, K. 2008/27243 ve 14.10.2008 tarihli kararında da belirtildiği gibi “İşe iade davasında kararın kesinleşmesine kadar geçecek olan en çok 4 aya kadar süre hizmet süresine eklenmeli, ihbar ve kıdem tazminatı ile izin hakkı bakımından çalışılmış gibi değerlendirilmelidir. Boşta geçen sürenin en çok 4 aylık kısmı içinde gerçekleşen diğer haklar kavramına ikramiye, gıda yardımı, yol yardımı, yakacak yardımı ve servis gibi parasal haklar dahil edilmelidir. Söz konusu hesaplamaların işçinin belirtilen dönemde işyerinde çalışıyormuş gibi yapılması ve para ile ölçülebilen tüm değerlerin dikkate alınması gerekir.” Davacı işçi işe başlamak için süresinde işverene başvurmuş ise de, işverence işe başlatılmadığı için İş Kanunu’nun 21. maddesinde belirtilen sonuçlar kanun gereği doğmuştur.
Öte yandan mülga 506 sayılı Yasa’nın 62. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 28. maddesi gereği yaşlılık aylığı bağlanmasının yasal koşullarından biri olan başvuru tarihinde işten ayrılmış olma koşulunun bu tespit karşısında yeniden değerlendirmek gerekmiş olup, somut olayda davacı tahsis talep tarihi olan 12.02.2010 tarihinde, tahsis için gerekli yasal koşul olan işten ayrılmış olma şartını taşımadığından ve boşta geçen 4 aylık dönemde hizmet akdi devam ettiğinden SGK’nun davacıya bağladığı yaşlılık aylığını ihtilaflı dönem için kesmesi yerindedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının ve davalı SGK’nun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.01.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi

KARŞI OY

Somut olayda; iş akdi 04/02/2010 tarihinde feshedilen sigortalı SGK’dan 12/02/2010 tarihinde tahsis talep etmiş ve kendisine yaşlılık aylığı bağlanmıştır.
Sigortalının 22/02/2010 tarihinde açtığı işe iade davası sonucundan “işverence yapılan feshin geçersizliğine ve yasal sürede işverene başvurması ve işe başlatılması durumunda davacıya kıdemi dikkate alınarak 4 aylık ücret tutarında tazminat ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
SGK işe iade davası sonucunda 4 aylık ücret ödenceği ve prime esas kazanca dahil olduğu bu durumda da 506 sayılı Yasa’nın 62 ve 5510 sayılı Yasa’nın 28. Maddesinde öngörülen yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için sigortalının işten ayrılma koşulunun gerçekleşmediği gerekçesi ile yaşlılık aylığını iptal etmiştir.
Uyuşmazlık, yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için işten ayrılma koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı, iş akti feshedildikten sonra tahsis talebinde bulunmuştur. Sonradan feshin geçersizliğine karar verilmesi işe iade tarihine kadar davacının işten ayrıldığı ve hizmet akdinin kesintiye uğradığı gerçeğinin ortadan kaldırmaz. Zira geçersiz feshin mahkeme kararı ile saptanması durumunda, işveren İş kanunun 21. Maddesine göre işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorunluluğu vardır. İşçinin yeniden işe başlatılmasından söz edildiğine göre işçinin geçersiz fesih nedeniyle işten ayrıldığının kabulü gerekir. Ödenen 4 aylık ücret geçersiz fesihten dolayı işçinin bu dönemde işsiz kalması nedeniyle ödenen tazminat niteliğindedir. İşçinin yaşlılık aylığı bağlandıktan sonraki dönemdeki ücretlerinin 506 sayılı Kanunun 63. Maddesine göre destek primi alması da olanaklıdır.
Sigortalının işe iade davası açmaması durumunda aylığı kesilmeyecektir. Sigortalının işe iade konusunda hak aramasının aylığının kesilmesine gerekçe yapılması hak arama özgürlügüne de engel olacaktır.
Yukarıdaki gerekçelerle yerel Mahkeme kararının Onanması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğuna katılmıyoruz.