Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/20192 E. 2013/5617 K. 25.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/20192
KARAR NO : 2013/5617
KARAR TARİHİ : 25.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara,toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalıya ait dinlenme tesisleri işyerinde 26.02.1999-11.02.2002 tarihleri arasında geçen ve SGK’na bildirilmeyen çalışmalarının tesbitini istemiştir.
Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak varılmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı adına tescilli 25790 sicil numaralı Şekerpınarı dinlenme tesisi işyerinde 26.2.1999 tarihinde işe başladığına dair işe giriş bildirgesinin verildiği, 26.2.1999-30.9.1999 tarihleri arasında çalışmanın bildirildiği, davacının açtığı işçilik alacaklarına ilişkin dava neticesinde Ulukışla Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/260 Esas, 2003/262 Karar sayılı ilamı ile davacının davalıya ait işyerinde 26.2.1999-11.2.2002 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapıldığı, 9. H.D.’nin 1.4.2004 tarihli ilamı ile onanarak kesinleştiği, 1999 ve 2000 yıllarına kadar çalışması bildirilen bordro tanıklarının davacının çalışmasını doğruladıkları anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık nitelikçe 506 sayılı Yasanın 79. maddesinden kaynaklanan davalı işyerinde geçen ve kuruma bildirilmeyen hizmet süresinin tespitine ilişkindir. Bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, işin niteliği, sürekli veya sezonluk nitelikte olup olmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilir ise de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların, davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve uyuşmazlık konusu dönemi kapsar biçimde çalışmaları işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
Somut olayda; davacının çalışmalarının, 26.2.1999-30.9.1999 tarihleri arasında (Talep 11.2.2002 tarihine kadar.) davalı işveren tarafından bildirildiği, duruşmada dinlenen tanıkların bildirimlerinin 2000 yılına kadar olup, en son bildirimin yapıldığı 30.9.1999 tarihi sonrasına ait çalışma hakkında kayıtla tanık beyanı alınmadığı, çalışılan iş yerinin niteliğinin, özellikle davacı tarafından yapılan işin devamlılık arz eden bir iş olup olmadığı ile sezonluk niteliğinde olup olmadığının kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmediği, bu husus açıklığa kavuşturulmadan çalışma sürelerinin tam çalışma olarak kabul edilmiş olması isabetli olmamıştır.
Kabule göre de; hükmün 3 numaralı bendinde yargılama gideri hesaplanırken davalı Kurumun harçtan muaf olduğu gözetilmeden 31.20 TL başvurma harcı bu gidere dahil edilip davalı Kurumdan tahsil edilecek şekilde alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi de yanlış olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; işin yaz-kış süreklilik arz edip etmediğini, sezonluk nitelikte ise davacının tespitini istediği dönemdeki sezonun başlama ve sona erme tarihlerinin, gerektiğinde mahkemece keşif yapılarak ve ihtilaflı dönemin tamamında çalışması bulunan bordro tanıkları dinlenerek bunların ifadeleri ile yetinilmemesi halinde Belediye ve zabıta aracılığıyla, aynı işi yapan komşu iş yerlerinin işveren ve çalışanları tespit edilip ifadelerine başvurularak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın … şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.