YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/18835
KARAR NO : 2013/5390
KARAR TARİHİ : 21.03.2013
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dava, iş kazası sonucu 26.08.2000 tarihinde iş kazası sonucu sürekli işgöremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 54.690,59.-TL maddi, 30.000,00.- TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçinin, olay günü davalıya ait otelde çalışırken akşam yemeği servisinde, şiddetli yağmur ve rüzgar başladığı sırada dışarıdaki masalardan tabak ve bardak toplarken, düşmesi sonucu elindeki bardakla, sağ el bileğinde kesi oluşması sonucu meslekte kazanma gücünü yitirdiği anlaşılmaktadır.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve işgüvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.
Olayla ilgili olarak düzenlenen 29.03.2006 tarihli bilirkişi raporunda kazalının % 20, işverenliğin % 40 oranında kusurlu olduğu, olaydaki kaçınılmazlığın ise % 40 oranında olduğu belirtilmiştir. Oysa hükme esas alınan 19.12.2006 tarihli kusur raporunda davalı işverenin % 100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş ve bu iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden işverenin % 100 oranında kusurlu bulunduğu 2.rapor hükme esas alınmıştır. Mahkemece kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden 19.12.2006 tarihli kusur raporu esas alınarak … şekilde hüküm kurulması usul ve Yasa’ya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.
Somut olayda; zararlandırıcı olay SGK’ca iş kazası olarak kabul edilmiş, SGK Yüksek Sağlık Kurulu’nun 22.08.2008 tarihli raporuyla maluliyet oranı % 28 olarak belirlenmiş, yapılan itiraz üzerine alınan Akdeniz Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın 04.09.2006 tarihli raporuyla maluliyet oranı % 33 olarak belirlenmiş, maluliyet oranları arasındaki çelişkinin giderilmesi için tekrar Akdeniz Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 04.02.2009 tarihli raporda davacının % 44,2 oranında malul olduğunun belirlenmesi üzerine, Istanbul Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 29.09.2010 tarihli raporda ise davacının % 44 oranında malul olduğunun belirlendiği görülmüş; mahkemece hükme esas alınan 28.05.2009 tarihli hesap raporunda, 26.08.2000-03.02.2009 tarihleri arasında % 33; 04.02.2009 ila rapor tarihi arasındaki dönem için ise % 44,2 maluliyet oranı esas alınarak maddi zarar hesabı yapılmıştır. Oysa davacı vekili, 11.10.2006 tarihli celsede Akdeniz Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın 04.09.2006 tarihli raporuyla belirlenen % 33 maluliyet oranına bir diyeceğinin olmadığını beyan etmekle, % 33 maluliyet oranını kabul etmiş olduğundan, mahkemece davacı açısından kesinleşen % 33 maluliyet oranınının esas alınması gerektiği açıktır.
Yapılacak iş, kusur raporları arasındaki çelişkiyi gidermek üzere işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman farklı bilirkişi kuruluna konuyu İş Kanunu’nun 77.maddesindeki hususları içerecek şekilde inceleterek iş kazasındaki kusur dağılımını yeniden belirlemek, % 33 maluliyet oranı esas alınarak, kesinleşen dosyadaki hesap raporunda belirlenen miktarı geçmemek üzere karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın … şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 21/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.