Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/17907 E. 2013/22021 K. 27.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/17907
KARAR NO : 2013/22021
KARAR TARİHİ : 27.11.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı işverene ait lokanta iş yerinde 30.05.2006 tarihinden itibaren devam eden ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalıya ait lokanta işletmesinin 6.7.2006 tarihinde 506 Sayılı Yasa kapsamına alındığı, 29.3.2004 tarihinden itibaren vergi kaydının devam ettiği, davacıya ait işe giriş bildirgesinin verilmediği gibi hizmette bildirilmediği, bordro tanığı… …’nin kendisinin 2006 yılı Ağustos ayında işe başladığında davacının garson olarak çalışıyor olduğunu, 2006 yılı içinde 6 ay kadar üniversiteye gitmek için ara verdiğini, 2.4.2008 tarihinde işten ayrıldığında davacının halen çalışıyor olduğunu beyan ettiği, davacının babası olan bordro tanığı …’in beyanının alınmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının çalışma başlangıcı hususunda bordro tanığı … …’nin beyanı dikkate alınmaksızın, davacının 2006 yılında 6 aylık ara vermesinin hangi tarih aralığında gerçekleştiği araştırılmaksızın ve davacının çalışmasının ne zaman sona erdiği hususlarında yeterli araştırma yapılmaksızın karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, davacının çalışmasının ne zaman başladığı ve sona erdiği ve 2006 yılındaki ara vermesinin hangi tarih aralığında olduğu hususlarının tespiti açısından; davalı işyerinin 506 sayılı Yasa kapsamına alınma tarihi ile tespiti istenen dönem içerisinde Kurum müfettişlerince yapılan bir inceleme olup olmadığını sormak, öncelikle davacının çalışma iddiasına konu dönemin tamamını kapsar biçimde bordro tanıklarını dinlemek, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek, gerek görüldüğü takdirde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, dönem bordrolarında kayıtlı diğer işçilerin beyanlarına başvurmak elde edilecek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 27/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.